The Syrian crisis emerged as an extension of the popular uprisings that began in 2011 under the influence of the Arab Spring and quickly turned into an international conflict. In this process, global actors—including Iran, Russia, the United States, and the European Union—intervened in the Syrian civil war, each pursuing distinct strategic objectives. Turkey, on the other hand, has been directly affected by the developments in Syria due to its geographical proximity and historical ties, and has developed security-oriented policies in the face of this crisis. Turkey's policies have ranged from cross-border military operations to humanitarian aid initiatives, from diplomatic efforts to the management of the refugee crisis. The fall of Bashar al-Assad's regime in late 2024 affected not only Syria's internal equations, but also regional and global geopolitical dynamics. This study, titled "Geopolitical and Strategic Analysis of the Syrian Question after the Regime Change," analyzes the historical development of the Syrian crisis, the positions of regional actors, and Turkey's strategic moves in this process. It analyzes the regional security implications of Turkey's policy in Syria and assesses the interests of the United States, Russia, and Israel in this process. Finally, the article offers future prospects for Turkey in the context of the opportunities and challenges it faces in Syria.
Suriye krizi, 2011 yılında Arap Baharı’nın etkisiyle başlayan halk ayaklanmalarının bir uzantısı olarak ortaya çıkmış ve kısa sürede uluslararası boyuta taşınan bir çatışmaya dönüşmüştür. Bu süreçte İran, Rusya, ABD ve Avrupa Birliği gibi küresel aktörler farklı stratejik hedefler doğrultusunda Suriye iç savaşına müdahil olmuştur. Türkiye ise hem coğrafi yakınlığı hem de tarihsel bağları nedeniyle Suriye’deki gelişmelerden doğrudan etkilenmiş ve bu kriz karşısında güvenlik odaklı politikalar geliştirmiştir. Türkiye'nin politikaları sınır ötesi askeri operasyonlardan insani yardım girişimlerine, diplomatik çabalardan mülteci krizinin yönetimine kadar geniş bir yelpazede şekillenmiştir. Beşar Esad rejiminin 2024 yılının sonlarında yıkılması, yalnızca Suriye’nin iç dengelerini değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel jeopolitik dinamikleri de etkilemiştir. “Rejim Değişikliği Sonrası Suriye Sorununun Jeopolitik ve Stratejik Analizi” başlıklı bu çalışma, Suriye krizinin tarihsel gelişimini, bölgedeki aktörlerin pozisyonlarını ve Türkiye’nin bu süreçteki stratejik hamlelerini analiz etmektedir. Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikaların bölgesel güvenlik üzerindeki etkileri ele alınırken, ABD, Rusya ve İsrail’in bu süreçteki çıkarları da değerlendirilmektedir. Son olarak, makale Türkiye’nin Suriye’de karşılaştığı fırsatlar ve meydan okumalar bağlamında geleceğe yönelik öngörüler sunmaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Tüm Sayı |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2025 |
Submission Date | February 7, 2025 |
Acceptance Date | April 29, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 12 Issue: 27 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.