This study aims to analyse the life, literary identity and existing poems of Ali Rıza Bey, a forgotten poet of Turkish literature. Many valuable poets in Turkish literature have not received the attention they deserve because their works have been lost or have not come to light. Among the reasons for the disappearance of these works, we can say that there is the effect of social and political conditions as well as language and cultural changes. These factors led to the disappearance of many poets from the world of literature over time and thus a significant part of our cultural heritage was lost. However, these lost works are of great importance for us to understand the literary mindset and cultural values of the period. Ali Rıza Bey is one of these forgotten poets. Born in 1869 in Istanbul and died in 1903 due to tuberculosis at a young age, Ali Rıza Bey gained an important place in the world of literature, but all of his works have been lost and no research has been done on him so far. Ali Rıza Bey, a graduate of Mekteb-i Mülkiyye-i Şâhâne, was a statesman who successfully served as a district governor in various provinces in the Balkan region. Although his works have been lost, many of the poet's verse and prose works were passed on to Mehmed Tahir Bey of Bursalı after his death due to the law of brotherhood. However, the fate of these works after the death of Mehmed Tahir Bey is unknown. The only source on the poet's literary heritage that we have at present is his twenty-four poems published in the journals Hazîne-i Fünûn and Cerîde-yi Sûfiyye. This study first presents the chronological life of Ali Rıza Bey, supported by documents obtained from the State Archives of the Presidency of the Republic of Turkey. In addition, the reasons for the poet's gaining the title of "poet-i ilâhî-nevâ" are analysed. Ali Rıza Bey's poems, which use a Sufi language and deal with Sufi themes in a simple style, bear the most important traces of his literary personality. These poems were latinised with transcription letters, and the lost literary heritage of the poet was reconsidered in order to bring it to today's literary world. The ultimate aim of this study is to emphasise that the loss of Ali Rıza Bey's works has caused the poet not to receive the attention he deserves and to contribute to Turkish literature by rediscovering his literary heritage. The study aims to reveal the place of Ali Rıza Bey's poems in Turkish literature and to shed light on the Sufi understanding of the period. In this context, this study aims both to contribute to the existing literature and to form a basis for future research.
Bu çalışma, Türk edebiyatının unutulmuş bir şâiri olan Ali Rıza Bey’in hayatını, edebî kimliğini ve mevcut şiirlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Türk edebiyatında birçok değerli şâir, eserlerinin kaybolması veya gün yüzüne çıkmaması nedeniyle hak ettikleri ilgiyi görememiştir. Bu eserlerin kaybolmasının sebepleri arasında dil ve kültür değişikliklerinin yanı sıra toplumsal ve siyasi koşulların etkisinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu faktörler, zaman içinde birçok şâirin edebiyat dünyasından silinmesine yol açmış ve böylece kültürel mirasımızın önemli bir kısmı kaybolmuştur. Ancak bu kaybolmuş eserler, dönemin edebî düşünce yapısını ve kültürel değerlerini anlamamız açısından büyük bir öneme sahiptir. Ali Rıza Bey de bu unutulmuş şairlerden biridir. 1869 yılında İstanbul’da doğmuş olan ve genç yaşta verem hastalığı nedeniyle 1903 yılında vefat eden Ali Rıza Bey, edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiş ancak eserlerinin tamamı kaybolmuş ve hakkında şimdiye kadar hiçbir araştırma yapılmamıştır. Mekteb-i Mülkiyye-i Şâhâne mezunu olan Ali Rıza Bey, Balkan bölgesindeki çeşitli vilayetlerde başarı ile kaymakamlık görevi yürütmüş bir devlet adamıdır. Eserleri kaybolmuş olsa da şâirin yazmış olduğu birçok manzum ve mensur eseri, vefatından sonra kardeşlik hukuku gereği Bursalı Mehmed Tahir Bey’e geçmiştir. Ancak Mehmed Tahir Bey’in de vefatından sonra bu eserlerin akıbeti bilinmemektedir. Şu anda elimizde bulunan ve şâirin edebî mirasına dair tek kaynak, onun Hazîne-i Fünûn ve Cerîde-yi Sûfiyye dergilerinde yayımlanmış olan toplam yirmi dört adet şiiridir. Bu çalışma, ilk olarak, T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri’nden elde edilen belgelerle desteklenerek Ali Rıza Bey’in kronolojik hayatını ortaya koymaktadır. Ayrıca, şâirin “şâir-i ilâhî-nevâ” unvanını kazanmasının sebepleri incelenmiştir. Tasavvufi bir dil kullanan ve tasavvufi temaları sade bir üslupla işleyen Ali Rıza Bey’in şiirleri, onun edebî kişiliğinin en önemli izlerini taşımaktadır. Bu şiirler, transkripsiyon harfleriyle latinize edilerek, şâirin kaybolmuş olan edebî mirası günümüz edebiyat dünyasına kazandırılmak amacıyla yeniden ele alınmıştır. Bu araştırmanın nihai amacı, Ali Rıza Bey’in eserlerinin kaybolmuş olmasının, şâirin hak ettiği ilgiyi görmemesine yol açtığını vurgulamak ve onun edebî mirasını yeniden keşfederek Türk edebiyatına katkı sağlamaktır. Çalışma, Ali Rıza Bey’in şiirlerinin Türk edebiyatındaki yerini ortaya koymayı, aynı zamanda dönemin tasavvufi anlayışına ışık tutmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, yapılan bu çalışma, hem mevcut literatüre bir katkı sağlamayı hem de ilerleyen yıllarda yapılacak araştırmalar için bir temel oluşturmayı amaçlamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Classical Turkish Literature of Ottoman Field |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | February 5, 2025 |
Acceptance Date | March 21, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 34 Issue: 34 |
Makale gönderme ve takip:
Makalelerinizin gönderimini dergimizin dergipark web ana sayfasından "Makale Gönder" seçeneği ile yapabilirsiniz. Daha sonraki süreci ise “Dergipark Sistemi”nden takip edebilirsiniz. Herhangi bir sorun yaşamanız halinde lütfen aşağıdaki adreslere bilgi veriniz.
Nihat Öztoprak (Başeditör): noztoprak@fsm.edu.tr
Bünyamin Ayçiçeği (Editör): bunyamin.aycicegi@istanbul.edu.tr
Nusret Gedik (Editör Yardımcısı): nusret.gedik@marmara.edu.tr