Amaç: Preseptal ve orbital selülit, pediatrik hastalarda periorbital enfeksiyonlara ve çeşitli nedenlere bağlı gelişebilen önemli bir morbidite nedenidir. Özellikle orbital selülit, ciddi komplikasyonlara yol açabildiği için erken tanı ve uygun tedavi kritik önem taşımaktadır. Bu çalışmada, preseptal ve orbital selülit tanısı alan çocuk hastaların klinik, laboratuvar, radyolojik ve tedavi süreçlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntemler: 2016-2022 yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başvuran, preseptal veya orbital selülit tanısı almış 0-18 yaş arasındaki 92 pediatrik hasta retrospektif olarak incelendi. Demografik özellikler, başvuru şikayetleri, etyolojik faktörler, laboratuvar parametreleri, radyolojik bulgular, aşılama durumu ve tedavi süreçleri analiz edildi.
Bulgular: Olguların %70,7’si preseptal, %29,3’ü orbital selülit tanısı aldı. Yaş ortalaması 6.51±4.76 yıl olup, %53,3’ü erkekti. Yaş gruplarına göre dağılımda %27,2’si 0-2 yaş, %47,8’i 2-10 yaş ve %25’i 10-18 yaş grubundaydı. Etyolojik faktörler arasında en sık üst solunum yolu enfeksiyonu (%33,7) ve sinüzit (%18,5) saptandı. Diş apsesi 10-18 yaş grubunda (%26,1), konjonktivit ise 0-2 yaş grubunda (%28) daha sık gözlendi (p<0,05). Mevsimsel dağılımda en fazla vaka kış aylarında saptandı. Olguların %66,3’ü tam aşılıydı ve aşılanma ile hastalık şiddeti arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05).
Başvuru şikayetleri arasında ödem (%87) ve hiperemi (%78,3) en sık görülen semptomlardı. Orbital selülitli hastalarda hareket kısıtlılığı (%44,4), proptozis (%40,7) ve ağrı (%51,9) daha yaygındı (p<0,05). Sinüs tutulumu açısından orbital selülit grubunda etmoid (%74,1) ve frontal sinüs (%22,2) tutulumunun preseptal selülit grubuna göre daha yüksek olduğu görüldü (p<0,05).
Laboratuvar incelemelerinde, orbital selülitli hastalarda nötrofil/lenfosit oranı (NLO) ve CRP değerleri daha yüksek bulundu. Tedavi sonrası her iki grupta da CRP, WBC ve nötrofil değerlerinde anlamlı düşüşler saptandı (p<0,05).
Radyolojik değerlendirmede, orbital selülitli hastalarda abse oluşumu (%51,9) belirgin olarak daha yüksek saptandı (p<0,001). Ayrıca, orbital selülitli hastalarda menenjit komplikasyonu %7,4 oranında görüldü. Hastaların %82,6’sı yatarak tedavi edilirken, %17,4’ü ayaktan takip edildi.
Sonuç: Orbital selülit, preseptal selülite kıyasla daha ciddi klinik seyir göstermekte ve yüksek komplikasyon riski taşımaktadır. Yaş gruplarına göre farklı etyolojik faktörlerin ön planda olması, tanı ve yönetimde yaşa özel yaklaşımların önemini vurgulamaktadır. Erken tanı, uygun antibiyotik tedavisi ve gerektiğinde cerrahi müdahale, hastaların prognozunu belirleyen temel unsurlardır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Medical Education, Health Services and Systems (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 20, 2025 |
Submission Date | March 25, 2025 |
Acceptance Date | May 21, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 52 Issue: 2 |