Given the escalating use of digital tools and the Internet of Things in public spaces for quality control, there is an imperative need to address the following question: How can cities enhance the adaptability of their public spaces in the face of various risks and threats, especially those with consequences spanning all urban areas? The COVID-19 pandemic directed unprecedented attention to public spaces, prompting studies on the role of their digitization in influencing their usage during times of crisis. Here, the question arises: Can digital transformations in public spaces be beneficial during crises? While the digitalization of public spaces has its critics, as examinations indicate, the use of certain tools in these locations during the pandemic was able to positively impact their performance. Amsterdam, through the utilization of digital solutions during the COVID period, functioned notably as a significant case study in enhancing the efficiency of public spaces. The aim of this study is to examine the creation of a comprehensive framework that investigates some of Amsterdam's public spaces during the pandemic. The focus of this study is on evaluating the digital solutions applied to public spaces, with an emphasis on resilience against unforeseen challenges. A list of some digital tools that have made public spaces adaptable during the COVID period is reviewed in this section. In essence, the goal is to learn lessons from Amsterdam and present this perspective for similar experiences in cities worldwide to contribute to the resilience and strengthening of their public spaces.
ACKNOWLEDGEMENT I would like to extend my heartfelt gratitude to Prof. Dr. Nuray Özaslan for her invaluable guidance and support throughout the preparation of this article. Her expertise and encouragement have been instrumental in shaping my understanding and enhancing the quality of this work.
Kalite kontrolü için kamusal alanlarda dijital araçların ve Nesnelerin İnterneti'nin artan kullanımı göz önüne alındığında, şu soruyu ele alma zorunluluğu ortaya çıkıyor: Şehirler, özellikle çeşitli riskler ve tehditler karşısında kamusal alanlarının uyarlanabilirliğini nasıl artırabilir, özellikle sonuçları tüm kentsel alanları kapsayacak şekilde? COVID-19 salgını, kamusal alanlara benzeri görülmemiş bir ilgi çekerek, kriz zamanlarında bu alanların dijitalleştirilmesinin kullanımlarını etkilemedeki rolü üzerine çalışmalara yol açtı. Burada şu soru ortaya çıkıyor: Kriz dönemlerinde kamusal alanlardaki dijital dönüşümler faydalı olabilir mi? Kamusal alanların dijitalleşmesinin eleştirileri olsa da, incelemelerin gösterdiği gibi, pandemi sırasında bu yerlerde belirli araçların kullanılması performanslarını olumlu yönde etkileyebildi. Amsterdam, COVID döneminde dijital çözümlerden yararlanarak kamusal alanların verimliliğini artırmada önemli bir örnek olay çalışması işlevi gördü. Bu çalışmanın amacı, pandemi döneminde Amsterdam'ın bazı kamusal alanlarını inceleyen kapsamlı bir çerçevenin oluşturulmasını incelemektir. Bu çalışmanın odak noktası, kamusal alanlara uygulanan dijital çözümlerin, öngörülemeyen zorluklara karşı dayanıklılığa vurgu yaparak değerlendirilmesidir. Bu bölümde, COVID döneminde kamusal alanları uyarlanabilir hale getiren bazı dijital araçların listesi incelenmektedir. Temelde amaç, Amsterdam'dan dersler çıkarmak ve dünya çapındaki şehirlerdeki benzer deneyimler için bu perspektifi sunarak kamusal alanların dayanıklılığına ve güçlendirilmesine katkıda bulunmaktır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Architecture (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2025 |
Submission Date | January 31, 2024 |
Acceptance Date | April 9, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 13 Issue: 2 |