Bioarchaeological research sheds light on many aspects of ancient societies, including their lifestyles, health structures, socioeconomic organizations, and dietary habits. A key focus of such research is paleopathological studies, which provide information about ancient diseases and their effects. Through the examination of disease markers in bones, these studies reveal the presence of joint diseases observed in past populations, along with trauma, blood disorders, and infections, as well as their impact on humans. One of the conditions encountered in skeletal remains is spina bifida occulta, a congenital anomaly thought to be primarily genetic in origin. Although its etiology is not fully understood, there is no consensus among researchers regarding its definition and classification in clinical and paleopathological studies. The methodological differences in paleopathological research on ancient Anatolian communities further complicate the interpretation of an already limited set of data. Clinical and radiological studies have reported that spina bifida occulta is more frequently observed in men than in women and is found more often in people from eastern regions. However, given that few studies on ancient Anatolian populations include a gender breakdown and that different methodologies are used to diagnose spina bifida occulta, statistical assessments by gender and region have not been possible. In the future, establishing a common systematic approach to defining and classifying spina bifida occulta will enable more revealing results and ensure greater reliability in paleopathological research.
Biyoarkeolojik araştırmalar eski dönem toplumlarının yaşam tarzları, sağlık yapıları, sosyoekonomik yapıları, beslenme alışkanlıkları gibi birçok konuya ışık tutmaktadır. Bu araştırmaların önemli bir konusu da antik dönem hastalıkları ve etkileri konusunda bilgi edinilmesine olanak sağlayan paleopatolojik araştırmalardır. Kemiğe yansıyan hastalıkların değerlendirildiği bu araştırmalarda eski dönem toplumlarında gözlenen eklem hastalıkları; travmalar, kan hastalıkları ve enfeksiyon gibi lezyonların varlığı ve insanlar üzerindeki etkisi ortaya konulmaktadır. İskeletler üzerinde varlığı ile karşılaştığımız olgulardan birisi, doğuştan bir anomali olan ve çoğunlukla genetik kökenli olduğu düşünülen spina bifida occulta’dır. Bu olgunun etiyolojisi kesin olarak bilinmemekle birlikte klinik ve paleopatolojik çalışmalarda, araştırmacılar arasında tanımlanması ve sınıflandırılması konusunda bir fikir birliği yoktur. Eski Anadolu toplumlarında gerçekleştirilen paleopatolojik araştırmalardaki söz konusu metodolojik farklılıklar da zaten sınırlı sayıdaki verilerin yorumlanmasını güç kılmaktadır. Spina bifida occulta’nın klinik ve radyolojik çalışmalarda cinsiyet bazında erkeklerde kadınlara göre daha fazla, bölge bazında doğu bölgesindeki insanlarda daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Eski Anadolu toplumlarında gerçekleştirilen çalışmalarının çok azında cinsiyet ayrımına yer verildiği ve spina bifida occulta tanısında kullanılan farklı metodolojiden dolayı cinsiyet ve bölge bazında istatistiki bir değerlendirme yapılamamıştır. Bundan sonraki süreçte spina bifida occulta tanımının ve sınıflandırma yöntemlerinin ortak bir sistematiğe dayanması, ileride yapılacak paleopatolojijk çalışmaların güvenilirliği açısından daha net sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Anthropology (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2025 |
Submission Date | January 15, 2025 |
Acceptance Date | March 29, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 1 Issue: 34 |