Throughout history, societies have developed distinct cultures within various religious spheres. Diverse practices and customs emerged, leading to the formation of varied traditions. Each nation shaped its own cultural sphere with its unique characteristics. The Turks, with their ancient traditions and rich cultural heritage inherited from the past, possess an extensive cultural treasury. One of the factors influencing this cultural accumulation is the Turks’ integration into various religions and belief systems. These diverse religious and spiritual affiliations, combined with their historical experiences, contributed to the richness and diversity of their cultural geography. In predominantly nomadic Turkic communities, oral culture was transmitted across generations. These products of oral tradition reflect the customs, traditions, and overall culture of the Turkish people. Within narrative genres such as myths, epics, legends, and proverbs, one can find the worldview, values, struggles, and identity-forming elements of the Turkish nation. Especially myths, epics, and legends offer valuable insights into the historical development and circumstances of Turkish society.
The tradition of Oğuznamecilik, a narrative genre that encompasses various practices and forms, holds a significant place. Nations have always been curious about their past, origins, and where they came from. For societies, it is important to trace their identity and lineage back to an ancient civilization. In this context, the Oğuznamecilik tradition serves as a medium through which such sentiments are expressed. Among the major sources of this tradition is Shajara-i Tarākima (Secere-i Terakime), a work of great importance in the history of Turkish culture. In addition to preserving culture and tradition, Shajara-i Tarākima also conveys the principles of the name-giving tradition—an important practice within Turkish culture.
The tradition of name-giving reflects the culture of a society and ensures the continuity of the connection between the past and the future. A name conveys many aspects of the individual’s culture, the historical experiences of the community, and more. This tradition is not merely about assigning a name; it also represents a phase in which the individual proves themselves, gains recognition in society, earns respect, and fulfills a sense of self-realization. In Shajara-i Tarākima, name-giving is not limited to personal names; it also includes the names of tribes, tribal branches, and the methods by which these names were assigned.
Tarihi dönem ve süreç içerisinde toplumlar farklı din daireleri içerisinde bir kültür geliştirmiştir. Farklı pratik ve uygulamalar geliştirilmiş gelenek ve görenekler çeşitlenmiştir. Her millet kendine has özellikleriyle kendi kültür dairelerini oluşturmuştur. Türkler kadim gelenekleri ve geçmişten gelen kültür birikimleri ile geniş bir kültür hazinesine sahiptir. Bu kültür birikiminde etkili olan unsurlardan biri de Türklerin farklı din ve inanışlara dâhil olmaları gelmektedir. Bu farklı din ve inanışların Türklerin tarihi birikimleri ile birlikte onların kültür coğrafyalarının çeşitlenmesine etki etmiştir. Göçebeliğin yaygın olduğu Türk toplulukları sözlü kültürü nesilden nesile aktarmışlardır. Bu sözlü gelenek ürünleri Türklerin kültürlerini, geleneklerini, göreneklerini gözler önüne sermektedir. Mitler, destanlar, efsaneler, atasözleri vb. anlatı geleneği içerisinde Türk toplumunun dünya görüşü, değerleri, mücadeleleri milleti millet yapan unsurları yer almaktadır. Özellikle mit, destan, efsane gibi anlatılar bizlere Türk toplumunun tarihi süreçteki durumunu göstermektedir.
Farklı uygulama ve pratikleri içinde barındıran bir anlatı türü olan Oğuznamecilik geleneği önemli bir yer tutmaktadır. Miletler her zaman geçmişlerini, kökenlerini, nereden geldiklerini merak etmişlerdir. Kendini, soyunu kadim bir medeniyete dayandırmak toplumlar için önemlidir. Bu noktada bu Oğuznamecilik geleneği milletlerin bu duygularına aracılık etmektedir. Bu geleneğinde yine önemli kaynakları arasında bulunan Secere-i Terakime Türk kültür tarihi açısından önemli bir eserdir. Secere-i Terakime kültürün ve geleneğin devamlılığı ile birlikte bizlere Türk kültüründe yer alan önemli uygulamalardan biri olan ad ve ad alma geleneğinin de kurallarını aktarmaktadır.
Ad ve ad verme geleneği toplumların kültürlerini yansıtıp geçmiş ile gelecek arasındaki bağın devamını sağlamaktadır. Ad bireyin içinde yaşadığı kültürü, o toplumun geçirdiği süreçleri vb. pek çok unsuru anlatmaktadır. Bu gelenek sadece bir ad alma uygulaması değil aynı zamanda bireyin, kendini ispat edip topluma kendini kabul ettirmesi, saygı görmesi, kendini gerçekleştirme aşamasıdır. Secere-i Terakime de sadece kişi adları üzerinden bir ad verme olmayıp aynı zamanda milletlerin boyları, boy adları ve bu adların veriliş usulleri bulunmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | South-West (Oghuz) Turkic Dialects and Literatures |
Journal Section | Education and Society 40th Issue |
Authors | |
Publication Date | May 9, 2025 |
Submission Date | May 3, 2025 |
Acceptance Date | May 8, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 14 Issue: 40 |
It publishes articles in Turkish in the fields of Educational Sciences and Social Sciences. The journal reaches libraries in Türkiye and abroad in printed form, and its electronic copy is scanned by many indexes.