İslam'da devlet ve siyaset anlayışı, adaletin tesisini ve zulmün kaldırılmasını önce-leyen, insan haklarının korunmasını ve yetkinin halktan alınmasını gerekli gören hukuki bir düzenlemeyle ilgilidir. Bunun çerçevesi, adalet, hakkaniyet, şura ve ehliyet (yetkinlik ve yeterililik) olarak belirlenmiştir. Halbuki Ehl-i Sünnet, bu konuyu hukukî çerçeveden ziyade kelamî çerçevede değerlendirmiş, hukuka dayalı bir devlet ve siyaset anlayışı geliştirememiştir. Başka bir ifadeyle tarihsel siyasî tecrübeyi idealize ederek dinî-siyâsi bir doktrine dönüştürmeye çalışmış ve İslam'da siyaset anlayışının dinî naslarda kelamî (teolojik) temelleri olmadığı halde, onlarca kelamî delil üretmiştir. Böylece dinî bir kurum haline dönüştürülen kurumsal siyaset, Mâturidî tarafından, aynı yolla yeniden eski hüviyetine kavuşturulmak istenmiş, toplumsal ve siyaset zemininde insanî bir eylem olarak temellendirilmiştir. Ayrıca Ehl-i Sünnet, siyasî hakimiyetin kaynağını, teoride, halka dayandırmasına rağmen, uygulamada bunu gerçekleştirememiştir. Eme-vilerden itibaren, müslüman toplumların yönetimi, halkın onayıyla belirlenmemiş, babadan oğula geçen saltanata dönüşmüştür
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 20, 2009 |
Submission Date | May 20, 2009 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 1 Issue: 1 |
_____________________________________ ISSN 1309-5803 e-Makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi _______________________________