Boron is the 51st most common element in the earth's crust and is usually found in nature not in pure form but in the form of borate compounds (e.g. borax, boric acid, and boric acid salts) in combination with oxygen. This semi-metal element in group 13 of the periodic table has historically been used in glass, ceramics, and antiseptic products, but today it has become a strategic material in many fields from energy technologies to nanotechnology. Boron, which plays a critical role, especially in renewable energy systems and battery technologies, increases the efficiency of photovoltaic cells in solar panels and increases the energy density and lifetime of lithium-ion batteries. While boron hydrides gain importance in the storage and release of hydrogen, boron carbide increases safety by providing neutron control in nuclear reactors. In the defence and aerospace industry, boron carbide and boron nitride, which are used in the production of light and durable materials, are preferred for their high strength and chemical stability. In the field of nanotechnology, boron nanotubes and boron-based nanomaterials enable groundbreaking applications in energy storage, industrial catalysts, and sensor technologies. In addition, boron compounds attract attention in the biomedical field with their anti-cancer properties and wound healing-promoting effects. In the agricultural sector, boron contributes to sustainable agricultural practices as a key component of fertilizers that support plant growth and increase productivity. Boron also plays a role in various physiological functions as an essential trace element for humans and plants. Although excessive intake can lead to toxic effects, the positive effects of boron on nutrition and health show that it is not a poison, but rather an essential nutrient for life. Thanks to these versatile uses, boron stands out as an indispensable element in the energy, materials, and biotechnology fields of the future.
Bor, yerkabuğunda en yaygın 51. elementtir ve doğada genellikle saf halde değil, oksijenle birlikte borat bileşikleri (örneğin boraks, borik asit ve borik asit tuzları) şeklinde bulunur. Periyodik tablonun 13. grubunda yer alan bu yarı metal element, geçmişte cam, seramik ve antiseptik ürünlerde kullanılırken, günümüzde enerji teknolojilerinden nanoteknolojiye kadar birçok alanda stratejik bir malzeme haline gelmiştir. Özellikle yenilenebilir enerji sistemleri ve batarya teknolojilerinde kritik rol oynayan bor, güneş panellerindeki fotovoltaik hücrelerin verimliliğini artırırken, lityum-iyon bataryaların enerji yoğunluğunu ve ömrünü artırıyor. Hidrojenin depolanması ve salınımında bor hidrürler önem kazanırken, bor karbür nükleer reaktörlerde nötron kontrolü sağlayarak güvenliği artırıyor. Savunma ve havacılık sanayinde, hafif ve dayanıklı malzemelerin üretiminde kullanılan bor karbür ve bor nitrür, yüksek mukavemetleri ve kimyasal kararlılıkları nedeniyle tercih ediliyor. Nanoteknoloji alanında ise bor nanotüpler ve bor bazlı nanomalzemeler enerji depolama, endüstriyel katalizörler ve sensör teknolojilerinde çığır açan uygulamalara olanak sağlıyor. Ayrıca bor bileşikleri, anti-kanser özellikleri ve yara iyileşmesini destekleyici etkileriyle biyomedikal alanda da dikkat çekmektedir. Tarım sektöründe bor, bitki büyümesini destekleyen ve verimliliği artıran gübrelerin önemli bir bileşeni olarak sürdürülebilir tarım uygulamalarına katkıda bulunmaktadır. Bor ayrıca insanlar ve bitkiler için temel bir eser element olarak çeşitli fizyolojik işlevlerde rol oynar. Aşırı alımı toksik etkilere yol açabilse de, borun beslenme ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri onun bir zehir değil, aksine yaşam için gerekli bir besin maddesi olduğunu göstermektedir. Bu çok yönlü kullanımları sayesinde bor, geleceğin enerji, malzeme ve biyoteknoloji alanlarında vazgeçilmez bir element olarak öne çıkmaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Manufacturing Metallurgy , Nanomaterials, Nanometrology |
Journal Section | Reviews |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2025 |
Submission Date | April 17, 2025 |
Acceptance Date | April 30, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 2 |
e-ISSN:: 3062-1933