Yeşilçam sinemasının edilgen kadın temsilleri, feminizmin ikinci dalgasının etkisiyle, 1970’li yılların sonlarında yerini, daha gerçekçi kadın karakterlere ve onların öykülerini anlatan filmlere bırakır. Kadın sorunlarının yeterli derinlikte işlenmemesi nedeniyle akademisyenler ve sinema tarihçileri tarafından eleştirilse de, özellikle 1980’lerde pek çok yönetmen filmlerinde, ataerkillik, cinsiyet eşitsizliği, bekâret
sorunu, aile içi şiddet, başlık parası, kumalık, berdel, namus cinayetleri, kadının toplum içindeki ve iş yaşamındaki konumu gibi temalara odaklanmaya başlar. Bu filmler,
eril iktidarın egemenliği altında olan ve cinsiyetleri nedeniyle baskı gören kadınların sorunlarını anlatmaktadır ve merkezindeki kadın karakterler nedeniyle “kadın filmleri” olarak adlandırılırlar. Sinema literatüründe, Yeşilçam kadın filmleri ağırlıklı olarak Atıf Yılmaz sineması üzerinden değerlendirilmektedir. Bu çalışmanın amacı literatürde yeterince üzerinde durulmamış Feyzi Tuna’nın kadın filmleri üçlemesini oluşturan Seninle Son Defa (1978), Seni Kalbime Gömdüm (1982) ve Bir Kadın Bir Hayat (1985) filmlerini analiz etmek; bu filmlerde burjuva kadınların nasıl temsil edildiğini ve kadın sorunlarının nasıl ele alındığını tartışmaktır. Üçlemenin filmleri, liberal, Marksist feminist kuramlar üzerinden söylem analizi yöntemiyle analiz edilirken; bulgular, “Burjuva Evliliğin İçyüzü”, “Kadın Bedeni ve Cinselliği”, “Kadının Kamusal Alan ve Ekonomik Yaşamındaki Yeri” ve “Kadının Başkaldırısı” şeklindeki dört kategori üzerinden sıralanacaktır. Burjuva aile yapısına odaklanılması; eril tahakkümün ekonomik temellerinin vurgulanması, evlilik kurumunun “doğal olmayan” yapısının sorgulanması ve burjuva kadınının metalaştırılmasının eleştirisi, üçlemeyi, Türkiye sinema tarihinde kadın sorununa odaklanan filmler arasında öne çıkarmaktadır.
In the late 1970s, due to the influence of the second wave of feminism, the passive female stereotypes of Yeşilçam cinema are replaced by more realistic female characters and films that told their stories. Although they are criticized by academics and film historians for their superficial discussion of women’s issues, especially in the 1980s, many directors begin to focus on themes such as patriarchy, gender
inequality, the problem of virginity, domestic violence, bride wealth, fellow wifes, bride exchange, honor killings, and the position of women in society and professional life in their films. These films tell about the problems of women who are under the rule of masculine power and are pressured because of their gender and are called “women films” because of the female characters at their center. In cinema literature, women films of Yeşilçam are mainly discussed through Atıf Yılmaz cinema. The aim of this study is to analyze Feyzi Tuna’s trilogy of women films which are Seninle Son Defa (1978), Seni Kalbime Gömdüm (1982) ve Bir Kadın Bir Hayat (1985) that has not been emphasized enough in the literature; to discuss how bourgeois women are represented and how women’s issues are handled in these films. The focus on the bourgeois family structure; the emphasis on the economic reasons of masculine domination, the questioning of the “unnatural” structure of the institution of marriage and the criticism of the commodification of bourgeois women make the trilogy stand out among the films focusing on the problem of women in the history of Turkish cinema.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Radio-Television |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 17, 2022 |
Submission Date | September 29, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 1 Issue: 1 |
İletişim için: info.issar@neu.edu.tr