This article investigates the phenomenon of cultural polarization through the lens of the relationship between popular culture and populist politics. By challenging the claims of cultural homogenization, the study explores how localization and identity politics gain prominence in contrast to the cosmopolitan character of globalization. Focusing on the use of popular culture as an ideological and political tool, the article emphasizes the role of right-wing populist politics in intensifying cultural polarization. The discussion begins by examining how populism divides societies into antagonistic camps through the "us versus them" dichotomy prevalent in the political landscape of the 21st century. Using the Justice and Development Party (AK Party) in Turkey as a case study, the article analyzes how the party's cultural policies exploit the religious-secular divide and reshape popular culture-particularly through the concept of "Pop-Islam"- to construct new identities. Practices such as popular television series and celebratory events are shown to reinforce the Sunni-Turkish Muslim identity while stigmatizing secular groups as elitist. The article argues that popular culture is not merely an object of consumption but also serves as a tool for ideologically shaping individuals. Through examples of Islamic fashion, mass media, and Islamic spaces of socialization, it is demonstrated that an Islamic habitus, in the Bourdieuian sense, has been constructed, enabling the redefinition of Islam within economic and cultural contexts. However, this process is also subjected to critical scrutiny by a significant portion of society. In conclusion, it is emphasized that popular culture holds both hegemonic and counter-hegemonic potential, serving as a tool not only for right-wing populist strategies but also for left-wing populist movements. However, the article argues that in the post-truth era, the structures of popular culture have lost their authenticity and capacity for resistance, becoming increasingly subservient to right-wing populism.
Bu makale, kültürel kutuplaşma fenomenini, popüler kültür ve popülist siyaset arasındaki ilişki bağlamında incelemektedir. Kültürel homojenleşme iddialarını sorgulayan çalışma, küreselleşmenin kozmopolit yapısına karşı yerelleşme ve kimlik politikalarının nasıl öne çıktığını ele almaktadır. Popüler kültürün ideolojik ve politik bir araç olarak kullanımını analiz eden makalede, sağ popülist siyasetin bu kutuplaşmayı derinleştirmedeki rolü vurgulanmaktadır. Bunun için öncelikle, popülizmin 21. yüzyılın politik atmosferinde toplumları “biz ve onlar” dikotomisi üzerinden nasıl antagonistik kamplara böldüğü tartışılmaktadır. Türkiye'deki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) örneği üzerinden, partinin kültürel politikalarının dindar-seküler ayrımını nasıl kullandığı ve popüler kültürü, özellikle "Pop-İslam" kavramı çerçevesinde, yeni kimlikler yaratmak için nasıl dönüştürdüğü incelenmektedir. Popüler televizyon dizileri ve kutlama etkinlikleri gibi pratiklerle, Sünni-Türk Müslüman kimliği güçlendirilirken, seküler kesimler elitist olarak damgalanmıştır. Bu bağlamda makale, popüler kültürün yalnızca bir tüketim nesnesi olmadığını, aynı zamanda bireyleri ideolojik olarak şekillendiren bir araç olduğunu ortaya koymaktadır. İslami moda, kitle iletişim araçları ve İslami sosyalleşme mekanları aracılığıyla Bourdieucu anlamda İslami bir habitus yaratıldığı ve İslam’ın ekonomik ve kültürel alanlarda yeniden tanımlandığı ifade edilmektedir. Ayrıca bu sürecin, eleştirel bir bakışla, çoğunlukla seküler tüketim pratiklerinin İslami bir çerçeveye oturtulmasıyla sınırlı kaldığı savunulmaktadır. Sonuç olarak, popüler kültürün hegemonik ve karşı-hegemonik potansiyelleri olduğu ve sağ popülist stratejiler kadar sol popülist hareketler için de bir araç olabileceği vurgulanmaktadır. Ancak nihayetinde post-hakikat çağında, popüler kültürün yapılarının özgünlüklerini ve direniş potansiyellerini yitirerek sağ popülizme hizmet eder bir hâle geldiği belirtilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science (Other) |
Journal Section | Political Science and International Relations |
Authors | |
Publication Date | April 29, 2025 |
Submission Date | January 24, 2025 |
Acceptance Date | April 2, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 24 Issue: 2 |