Bir kişinin herhangi bir konudaki düşünce, duygu ve davranış dünyasına “tutum” denir. Tutum, bireyin olay ya da duruma hangi konjonktürden baktığını gösterir. Yaşamdaki olay ya da olgulara yönelik bireyin kabullerine göre şekillendirmesi ise “dini tutum” olarak tanımlanır. Dini bireyin bir olay ya da durum karşısında dini hükümlere göre düşünebilmesi, duygulanım geliştirebilmesi ve davranış sergileyebilmesidir. Ulaşım sektöründeki teknolojik atılımlar kutsal mekânlara ziyaretleri kolaylaştırmış, kitle iletişim araçlarındaki gelişmeler aynı dine mensup insanların bir araya gelmesini sağlamış, internet ve sosyal medya dinlerin yayılmasını kolaylaştırmıştır. Teknolojik gelişmeler dinlere fayda sağlamanın yanı sıra kurumsal dinlerin değişim ve dönüşümünü de beraberinde getirmiştir. Böylelikle inanç dünyası yüzyıllar boyunca değişmiş, dönüşmüş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Bu çalışmada gelişen teknolojinin son açılımı olan Yapay Zekâ ve din olgusu ele alınmıştır. Yapay Zekâ yapay sinir ağlarının derinlemesine öğrenmesi ile düşünen makineler/uygulamalar ve robotlar dünyasına kapı aralamıştır. Bu durum bazı kişilerde heyecana neden olurken bazı bireylerde de kaygıya neden olmaktadır. Kullanımı her geçen gün artan Yapay Zekâ teknolojilerinden faydalanabilecek kişilerin kaygıları nedeni ile çağın gerisinde kalmamaları sağlanmalıdır. Literatürde yer alan çalışmalarda Yapay Zekâya yönelik kaygı düzeyini etkileyen birçok değişken olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı bireylerin dini tutum düzeylerinin Yapay Zekâya yönelik kaygıları üzerindeki etkisini özgün olarak alt faktörler açısından incelemektir. Dini Tutum Ölçeği'nin duygu, ilişki, biliş ve davranış alt boyutları ile Yapay Zekâ Kaygı Ölçeği'nin öğrenme, iş değişikliği, sosyo-teknik körlük ve Yapay Zekâ yapılandırması alt boyutları arasındaki etkileşim incelenmiştir. Bu sayede çağın bir gerekliliği haline gelen Yapay Zekâ ile ilgili kaygıları olan bireyler için hangi dini tutum alt boyutunun etkili olduğunu bulmak ve bu konuda neler yapılabileceği hakkında fikir oluşturmak amaçlanmıştır. Araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Ok tarafından geliştirilen “Ok-Dini Tutum Ölçeği” ile Wang ve Wang tarafından geliştirilen, Akkaya ve arkadaşları tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Yapay Zekâ Kaygı Ölçeği” kullanılmıştır. Çorum ilinde 400 Müslüman yetişkin birey üzerinde uygulanan çalışmada, katılımcıların cinsiyetleri ve Yapay Zekâ hakkındaki bilgi düzeyi öğrenilmiştir. Çalışmada veriler E-form uygulaması ile toplanmış, SPSS ve Jamovi programları ile değişkenlerin normal dağılımına göre parametrik veya parametrik olmayan analizler ile uygulanmıştır. Etki ölçümünün istatistiksel analizinde ise regresyon analizinden daha kapsamlı olan Yapısal Eşitlik Modellemesi ve Yol Analizi uygulanmıştır. Sonuç olarak, kadınların Yapay Zekâ Kaygılarının erkeklere göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Yapay Zekâ hakkında bilgi sahibi olunduğunda Yapay Zekâ Kaygısının azaldığı tespit edilmiştir. Literatüre bakıldığında kadınların erkeklere göre daha az Yapay Zekâ ürünü kullandığı öğrenilmiştir. Çalışmanın sonuçları literatür ile paralellik göstermektedir. Kadınların Yapay Zekâ teknoloji ürünlerini kullanımı arttıkça Yapay Zekâ Kaygı düzeylerinin azalacağı öngörülmektedir. Dini tutumun Yapay Zekâ Kaygısı üzerinde anlamlı bir pozitif etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Dini tutumun Yapay Zekâ Kaygısının %10'unu açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlar dini tutumu yüksek olan bireylerin Yapay Zekâ Kaygısının da yüksek olduğunu göstermektedir. Çalışmada elde edilen bir diğer spesifik bilgi ise Yapay Zekâ ile ilgili bilgi düzeyi arttıkça dini tutumun Yapay Zekâ Kaygısını etkileme oranının da arttığıdır. Tüm bunların sebebinin dinlere göre teknolojik gelişmelerin kıyamet alameti olarak nitelendirilmesi ya da teknolojik gelişmelerle birlikte yaygınlaşan yeni dini inanışların, kurumsal dine bağlı dindar bireylerin dinleri ve maneviyatları konusunda endişelenmelerinden kaynaklandığı söylenebilir. Dini tutumun duygu alt boyutunun Yapay Zekâ Kaygısının iş değiştirme, öğrenme, sosyo-teknik körlük ve yapılanma alt boyutları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu, dini tutumun Yaratıcı ile bağlantıyı anlatan ilişki alt boyutunun ise Yapay Zekânın yapılanma alt boyutu üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Elde edilen veriler literatür verileri ile yorumlanarak Yapay Zekâ Mühendisliği ve Din Bilimlerine önerilerde bulunulmuştur.
Hitit Üniversitesi Etik Kurul Onayı ile çalışma yapılmıştır.
A person's world of thought, feeling and behavior on any subject is called “attitude”. The shaping of events or phenomena in life according to the individual's religious acceptance is defined as “religious attitude”. Religious attitude is the ability of a religious individual to think, develop affect and exhibit behavior in the face of an event or situation according to religious provisions. In additional to benefiting religions, technological developments have also brought about the change and transformation of institutional religions. Thus, the world of faith has changed and transformed over the centuries and has reached the present day. In this study, Artificial Intelligence, which is the last opening of developing technology, and the phenomenon of religion are discussed. While this situation causes excitement in some people, it also causes anxiety in some individuals. It should be ensured that people who can benefit from Artificial Intelligence technologies, whose use is increasing day by day, do not fall behind the age due to their anxiety. The aim of this study is to examine the effect of individuals' religious attitude levels on their anxiety towards Artificial Intelligence in terms of sub-factors. The interaction between the emotion, relationship, cognition and behavior sub-dimensions of the Religious Attitude Scale and the learning, job change, socio-technical blindness and AI configuration sub-dimensions of the Artificial Intelligence Anxiety Scale was examined. In this way, it was aimed to find out which religious attitude sub-dimension is effective for individuals who have concerns about Artificial Intelligence, which has become a necessity of the age, and to create an idea about what can be done in this regard. Personal Information Form, “Ok-Religious Attitude Scale” developed by Ok and “Artificial Intelligence Anxiety Scale” developed by Wang and Wang and adapted into Turkish by Akkaya et al. In the study applied on 400 Muslim adults in Çorum province, the gender of the participants and their level of knowledge about Artificial Intelligence were learned. In the study, the data were collected with E-form application and applied with parametric or nonparametric analyzes according to the normal distribution of variables with SPSS and Jamovi programs. In the statistical analysis of the effect measurement, Structural Equation Modeling and Path Analysis, which are more comprehensive than regression analysis, were applied. As a result, it was observed that women had higher AI Anxiety than men. It has been determined that AI Anxiety decreases when knowledge about Artificial Intelligence is gained. Looking at the literature, it is learned that women use fewer Artificial Intelligence products than men. The results of the study are in line with the literature. It is predicted that as women's use of Artificial Intelligence technology products increases, Artificial Intelligence Anxiety levels will decrease. Religious attitude was found to have a significant positive effect on Artificial Intelligence Anxiety. It was concluded that religious attitude explained 10% of Artificial Intelligence Anxiety. These results show that individuals with high religious attitudes also have high Artificial Intelligence Anxiety. Another specific information obtained in the study is that as the level of knowledge about Artificial Intelligence increases, the rate of religious attitude affecting Artificial Intelligence Anxiety also increases. It can be said that the reason for all these is that according to religions, technological developments are characterized as a sign of the apocalypse or that new religious beliefs that become widespread with technological developments cause religious individuals who are religiously affiliated with institutional religion to worry about their religion and spirituality. It was observed that the emotion sub-dimension of religious attitude had a significant effect on the job change, learning, sociotechnical blindness and structuring sub-dimensions of Artificial Intelligence Anxiety, while the relationship sub-dimension of religious attitude, which describes the connection with the Creator, had a significant effect on the structuring sub-dimension of Artificial Intelligence. The data obtained were interpreted with literature data and suggestions were made to Artificial Intelligence Engineering and Religious Sciences.
Psychology of Religion Religious Attitude Artificial Intelligence Artifical Intelligence Anxiety Scale Structural Equation Modeling
This study was conducted with the approval of the Non-Interventional Ethics Committee of Hitit University dated 05/12/2024 and numbered 2024-318.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Psychology of Religion |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | March 11, 2025 |
Acceptance Date | April 13, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 12 Issue: 1 |