Islam has set various commands and prohibitions that individuals must follow in both their personal and social lives in order to live a life in accordance with the will of Allah. The reason for the existence of these commands and prohibitions is for mankind to live a life without harming anyone and without being harmed by anyone in this world. The principle that guarantees this situation is the principle of amir bi’l-ma‘rūf nahiy ‘ani’l-munkar, which is made obligatory for people’s benefit. The aim of this principle is to ensure that the Islamic community is a virtuous, peaceful and harmonious ummah that lives in accordance with the provisions of the Quran and the Sunnah. As the groupings among Muslims that started toward the end of the first Hijri century turned into a sectarian movement over time, many theological and political sects were formed. One of these sects, the Ibadiyya, is one of the theological formations that has continued its existence within the Islamic ummah to this day. The Ibadis are considered the current continuation of the Kharijites and are characterized by having moderate ideas. The Ibadiyya systematically continued their invitation activities in order to transform their ideas into schools and to spread their sectarian views in different regions since the time of the imamate of the founding leaders of the early period. The Ibadis established various institutions and regulations/systems in the historical process in order to create an Islamic society in line with their sectarian views and to support their efforts at state formation. The ultimate goal of all these efforts is the ideal of creating an Islamic society similar to the era of bliss with the spread of good and the decline of evil in people’s lives. Taking into account the fact that the change at the individual level will bring about social transformation, the Ibadis emphasized justice as the most important principle that will regulate social life. According to them, the foundation of the principle of justice is the principle of amir bi’l-ma‘rūf nehiy ‘ani’l-munkar. The Ibadiyya have developed many applications and implemented various practices for the execution of the principle of amir bi’l-ma‘rūf nehiy ‘ani’l-munkar, which is accepted as the most important principle of Islam in organizing social life throughout the historical process. The works and practices of the Ibadis, who have the idea that the principle of amir bi’l-ma‘rūf nehiy ‘ani'’l-munkar is obligatory for every Muslim in proportion to their ability, are considered important milestones in building a religious society and a religious generation. In our article, we will try to reveal the applications and functions of the Ibadi Muslims, who continue their existence in a different part of the Islamic world, in spreading their own sectarian views, in organizing social life and in putting this principle into practice in order to ensure the dominance of Islam in life. In our research, the works of Ibadi authors and scholars are our primary sources.
İslâm, kişinin Allah Teâlâ’nın rızasına uygun bir hayat yaşaması için hem bireysel hem de toplumsal yaşamda uyması gereken çeşitli emir ve yasaklar koymuştur. Bu emir ve yasakların varlık sebebi insanoğlunun dünya hayatında kimseye zarar vermeden ve kimseden zarar görmeden bir ömür sürmesi içindir. Bu durumu teminat altına alan ilke ise insanların maslahatı için farz kılınmış olan emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker esasıdır. Bu ilkenin gayesi; İslâm toplumunun Kur’an ve sünnetin ahkâmına uygun erdemli, barış ve sükûn içinde hayatını sürdüren bir ümmet olmasını sağlamaktır. Hicrî birinci yüzyılın sonuna doğru başlayan Müslümanlar arasındaki gruplaşmaların zamanla fırkalaşma hareketine dönmesiyle birçok itikadî ve siyasî mezhep teşekkül etti. Bu mezheplerden biri olan İbâdiyye; İslam ümmeti içerisinde varlığını günümüze kadar devam ettiren itikadî oluşumlardan biridir. İbâdîler, Hâricîlerin günümüzdeki devamı olarak kabul edilmekte ve itidalli fikirlere sahip olmakla nitelendirilmektedirler. İbâdiyye; ilk dönem kurucu liderlerinin imametleri zamanından itibaren fikirlerinin ekolleşmesi ve farklı beldelerde mezhebî görüşlerinin yayılması için davet çalışmalarını sistematik şekilde sürdürdü. İbâdîler, mezhebi görüşleri doğrultusunda bir İslâm toplumu meydana getirme ve devletleşme çalışmalarının istenilen neticeyi getirmesi için tarihsel süreçte çeşitli kurumlar ve nizamlar/sistemler teşekkül ettirdiler. Tüm bu çalışmaların nihaî gayesi insanların yaşamlarında ma‘rûfun artması ve münkerin kademeli olarak azalması ile asr-ı saadet dönemine benzer bir İslâm toplumunu vücuda getirme ülküsüdür. Bireyin değişiminin beraberinde toplumsal dönüşümü getireceği gerçeğini dikkate alan İbâdîler, toplum hayatını tanzim edecek ilkelerin en önemlisi olarak adalet esasını öne çıkardılar. Onlara göre adalet ilkesinin temelini ise emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker esası oluşturmaktadır. İbâdiyye, tarihi süreç içerisinde toplum hayatını tanzim etmede İslam’ın en önemli ilkesi olarak kabul edilen emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker esasının tatbiki için birçok uygulama geliştirdi ve çeşitli pratikler ortaya koydu. Emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker ilkesinin her bir Müslümana gücü oranında farz olduğu düşüncesine sahip olan İbâdîlerin bu ilkeyi uygulama adına yaptıkları çalışmalar ve pratikler dindar bir toplum ve dindar bir nesil inşa etmede önemli kilometre taşları olarak kabul edilir. Makalemizde İslâm dünyasının farklı bir coğrafyasında varlığını devam ettiren İbâdî Müslümanların kendi mezhebi görüşlerini yaymada, toplumsal hayatı tanzim etmede ve İslâm’ın hayata hâkim olmasında bu ilkenin pratiğe aktarılması adına yapılan uygulamaları ve işlevlerini ortaya koymaya gayret edeceğiz. Araştırmamızda İbâdî müellif ve âlimlerin eserleri başvuracağımız öncelikli kaynaklarımızdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Sects |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | March 7, 2025 |
Acceptance Date | April 22, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 23 Issue: 1 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.