İnsanın doğayı tahakküm altına alma ve onu dönüştürme çabası sonucunda iklim değişikliği, insanlığın ve gezegenin 21. yüzyılda karşı karşıya kaldığı en büyük tehdit haline gelmiştir. İklim değişikliğinin etkileri orantısız olarak en yoksul, en marjinal ve en savunmasız kişileri etkilemektedir. Oysa bu kişiler de sorundan en az derecede sorumlu olan ve buna en zor uyum sağlayabilecek durumda olanlardır. Mevcut siyasal araçlar ve uluslararası kurumlar sorunun çözümünde yetersiz kalmaktadır. Bu çalışma, iklim adaletini farklı adalet yaklaşımları çerçevesinde ele almakta; iklim borcunu tarihsel sorumluluklar noktasında irdelemektedir. Makalenin amacı, betimsel bir çalışmayla iklim adaleti tartışmasının günümüz toplumsal düzeninin yapısal unsurları üzerinde var olduğuna dikkat çekerek özgün bir tartışma ortaya koymak ve hak temelli yaklaşımın meselenin çeperinden merkezine alınmasının önemini vurgulamaktır. Şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş küresel bir tehdit olarak karşımıza çıkan iklim değişikliği birçok farklı tarafı bir araya getirebilme kapasitesine sahipken, nedenleri ve sonuçları bakımından mevcut ekonomik ve siyasal sistem içerisinde çözümün hala uzağında durmaktadır. Bu noktada iklim adaleti, adil ve yaşanılır yeni bir toplumsal düzenin doğum sancısı olarak görülebilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Environmental Sociology |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 8 Issue: 1 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |