İnsanoğlunun var oluşundan itibaren takıların kullanıldığı bilinmektedir. Kültürün, inancın ve toplumun simgesi olarak da kullanıldığı bilinmektedir. İnsanoğlun en ilkel takı malzemesi olan kemik yıllar içinde yerini farklı materyallere bırakmıştır. Güçlü, ihtişamlı ve güzel görünme isteğine göre takıların hammaddesi ve süslemesi farklılık göstermektedir. Takı süslemelerinde en göz alıcı süslemelerin maden işlemeciliğinde de görüldüğü açıktır. Medeniyetlerin beşiği olan Anadolu’ da yapılan arkeolojik kazılarda birçok takının bulunduğu aşikardır. Tunç, altın ve gümüş gibi madenlerin takı imalatında kullanıldığı arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkmıştır. Takı üretiminde farklı el sanatı türlerinin birlikte kullanıldığı üretimler bulunmaktadır. Nakış, dokuma, deri işlemeciliği ve iğne oyası gibi el sanatları alanları da takı üretiminde kullanılmaktadır. İğne oyası Türk milletine özgü, usta çırak ilişkisiyle günümüze kadar gelmiş el sanatlarının en güzel örneklerinden birisidir. Sabırla çok emek verilerek üretilen iğne oyaları takı üretiminde de son zamanlarda kullanılmaya başlamıştır. Bu makale kapsamında üretimi gerçekleştirilmiş iğne oyası çiçek motiflerinin metal işlemeciliği ile birlikte kullanıldığı tasarımlara yer verilmiştir. İğne oyası teknikleriyle üretilen sebze çiçeklerini metal işlemeciliği ile birleştirilerek takılar elde etmek amaçlanmıştır. Yapılan literatür taramasında iğne oyası tekniği ile üretilen motiflerle metal işlemeciliğinin birlikte kullanıma yönelik bir çalışmaya rastlanmadığı için araştırma özgün niteliktedir. Bu tür bir çalışmanın ilk defa yapılması ve bu konuda çalışma yapacaklara örnek olacak özgün veriye sahip olması nedeni ile önemlidir. Çalışma; literatür taraması, deneysel atölye uygulamasından elde edilen sonuçların sunulduğu ve yorumlandığı nitel araştırma yöntemlerine dayalıdır.
“Takı Teknikleri ve İğne Oyası Motifleriyle Uygulanan Takı Tasarımları” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel kurallara, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş; toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir.
It is known that jewelry has been used since the existence of human beings. It is also known to be used as a symbol of culture, belief and society. Bone, the most primitive jewelry material of mankind, has been replaced by different materials over the years. The raw material and ornamentation of jewelry differ according to the desire to look strong, magnificent and beautiful. It is clear that the most eye-catching ornaments in jewelry ornaments are also seen in metalworking. It is obvious that many jewelry was found in archaeological excavations in Anatolia, the cradle of civilizations. It was revealed as a result of archaeological excavations that metals such as bronze, gold and silver were used in jewelry manufacturing. Many examples of handicrafts are also found in jewelry production. Handicrafts such as embroidery, weaving, leather embroidery and needle lace are also used in jewelry production. Needle lace is one of the most beautiful examples of handicrafts unique to the Turkish nation, which has come to the present day with the master-apprentice relationship. Needle lace, which is produced with patience and a lot of labor, has recently started to be used in jewelry production. In this article, it is aimed to obtain jewelry by combining vegetable flowers produced with needle lace techniques with metal embroidery. The motifs produced with needle lace technique in accordance with the characteristics of the selected vegetable flowers have not been used with metal embroidery, and it is the first time that such a study has been carried out for the first time and will be an example for those who will work on this subject.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Traditional Turkish Arts (Other), Crafts, Fine Arts |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2025 |
Submission Date | February 19, 2025 |
Acceptance Date | March 3, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 14 Issue: 2 |
MANAS Journal of Social Studies