Kars Kalesi stratejik konumu nedeniyle eski çağlardan beri birçok devletin hâkimiyet kurmak istediği önemli bir savunma merkeziydi. İpek yolunun üzerinde bulunması, Anadolu’yu Kafkasya, Azerbaycan ve İran’a bağlayan önemli bir kavşak noktasında bulunması dönemin hâkim güçlerinin ilgisini çekmiştir. Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde Osmanlı egemenliğine geçen kale, Osmanlı Devleti’nin şark hududundaki en önemli sınır kalelerinden birini teşkil etmiştir. Osmanlı- Safevi harplerinin yaşandığı 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı sefer organizasyonunun önemli bir geçiş güzergâhı olmuştur. Bu durum 18. yüzyılın ikinci yarısında da devam etmiştir. Osmanlı Devleti, 1722 Safevi Devleti’nde başlayan iç karışıklıkları fırsat bilerek 1723 yılında Safevi Devleti’ne harp ilan etti. Azerbaycan, Kafkasya ve Batı İran da 1730 yılına kadar hızlı bir ilerleme gösterdi. Fakat Safevi Hükümdarı Şah Tahmasb’ın ordu kumandanlığına atadığı Nadir, son derece başarılı olmuş ve Osmanlı Devleti’ne karşı önceden kaybedilen toprakları geri kazanmıştır. Kendisini şah olarak ilan eden Nadir, Kars Kalesi’ni 3 defa kuşatmıştır. Nadir Şah en son 29 Temmuz 1744 tarihinde Kars Kalesi’ni muhasara etmiş fakat Osmanlı ordusunun direnişi karşısında başarılı olamamıştır. Osmanlı Hükümeti, Nadir Şah’ın Kars Kalesi kuşatmasına karşı kalenin tahkimatı için imparatorluğunun eyalet ve sancaklarında bulunan çeşitli askeri birlikleri kaydırarak kalenin takviyesini gerçekleştirdi. Bu askeri birliklerin lojistik ve finansmanı sağladı. Bu çalışmada, Nadir Şah’ın Kars Kalesi kuşatmasına karşılık Osmanlı Devleti’nin kalede aldığı tedbirler, kalede bulundurulan askeri birlikler ve bu askeri birliklerin finansmanı ele alınmıştır.
Due to its strategic location, Kars Castle was an important defence centre where many states wanted to establish dominance since ancient times. Its location on the Silk Road, at an important crossroads connecting Anatolia to the Caucasus, Azerbaijan and Iran attracted the attention of the dominant powers of the period. The castle, which came under Ottoman sovereignty during the reign of Suleiman the Magnificent, constituted one of the most important border castles on the eastern frontier of the Ottoman Empire. During the Ottoman-Safavavid wars in the 16th and 17th centuries, it was an important transit route for the Ottoman expedition organisation. This situation continued in the second half of the 18th century. The Ottoman Empire declared war against the Safavid Empire in 1723, taking advantage of the internal turmoil that started in the Safavid Empire in 1722. Azerbaijan, Caucasus and Western Iran made rapid progress until 1730. However, Nadir, who was appointed as the commander of the army by the Safavid ruler Shah Tahmasb, was extremely successful and regained the lands previously lost to the Ottoman Empire. Nadir, who declared himself as a shah, besieged Kars Castle 3 times. Nadir Shah last besieged Kars Castle on 29 July 1744, but failed to succeed against the resistance of the Ottoman army. The Ottoman government reinforced the fortress against Nadir Shah's siege of Kars Castle by moving various military units from the provinces and sanjaks of its empire to fortify the fortress. It provided logistics and financing for these military units. In this study, the measures taken by the Ottoman Empire against Nadir Shah's siege of Kars Fortress, the military units stationed in the fortress and the financing of these military units are discussed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political History (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 27, 2025 |
Submission Date | December 28, 2024 |
Acceptance Date | April 7, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 16 Issue: 1 |
e-ISSN: 2459-0711
Mukaddime is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).