İnsanoğlunun medeniyet tarihinde taş, temel bir rol üstlenerek barınma, savunma, sanat ve dinî pratiklerin vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Paleolitik dönemden itibaren fiziksel dayanıklılığı ve işlevselliğiyle öne çıkan taş, kültürel ve teknolojik ilerlemenin sembolik bir temsilcisine dönüşmüştür. Türk kültüründe taş, Gök Tanrı inancı, yer-su iyeleri ve atalar kültü bağlamında kutsal bir varlık olarak kabul görmüş şifa, bereket ve korunma amaçlı pratiklerle yaşamın içine yerleşmiştir. İslamiyet’in kabulüyle birlikte bu inançlar yeni bir form kazanmış, eski kutsal taşlar evliya mezarları, türbeler ve kutsal mekânlarla ilişkilendirilerek kültürel süreklilik sağlanmıştır. Özellikle de taşların sağaltma gücüne sahip olduğu inanışı, Anadolu coğrafyasının dört bir yanında hâlâ canlı bir şekilde yaşatılmaktadır. Anadolu’da günümüze dek süren bu sentez, taşın hem fiziksel hem de metafizik anlamda bir fenomen olarak görülmesini sağlamıştır. Bu çalışma, taşların Türk kültüründeki sağaltıcı etkilerine dair kadim inanç sisteminin, günümüzde hâlâ yaşayarak kültürel belleğin temel bir parçası olmayı nasıl sürdürdüğünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda taş, kültürel bir fenomen olarak ele alınıp taşın insan-doğa-kutsal üçgenindeki önemi ve konumu tespit edilecektir. Anadolu’daki sağaltma pratiklerinin somut verileri ışığında taşın, ağrı, aydaş, basur, egzama, gelincik, Ay çarpması, çıban, dalak kesme, nazar, öksürük, romatizma, sarılık, sıtma, siğil, temre, yara ve yılancık gibi çeşitli rahatsızlıkların tedavisindeki kullanımları, halk hekimliği bağlamında fenomenolojik bir okumaya tabi tutularak değerlendirilecektir. Özünde eski Türk inançlarının izlerini taşıyan bu uygulamaların değerlendirilmesiyle de bireylerin yaşadıkları ortak deneyimlerden hareketle taşın Türk kültüründeki kutsal, sembolik ve işlevsel boyutları ortaya konulmuş olacaktır.
Throughout human civilization, stone has assumed a fundamental role as an indispensable element of shelter, defense, art and religious practices. From the Paleolithic period onward, stone -with its physical durability and functionality- evolved into a symbolic representation of cultural and technological advancement. In Turkish culture, stone was sanctified within the framework of Sky God belief, earth-water spirits (yer-su iyeleri), and cult of ancestors, becoming deeply integrated into life through healing, fertility, and protective practices. With the adoption of Islam, these beliefs transformed while maintaining cultural continuity-ancient sacred stones were recontextualized through associations with saints’ graves, mausoleums and holy sites. The conviction in stones’ healing power remains vibrantly preserved across Anatolia. This enduring synthesis has established stone as both a physical and metaphysical phenomenon. This study investigates how ancient Turkish beliefs about stones’ therapeutic effects persist in cultural memory as a fundamental component. Analyzing stone as a cultural phenomenon, we identify its significance within the human-nature-sacred triad. Using empirical data from Anatolian healing practices, we evaluate through phenomenological inquiry the use of stones to treat ailments including pain, aydaş (Developmental delay), hemorrhoids, eczema, gelincik (skin rash), Ay çarpması (moonstroke), boils, dalak kesme (spleen swelling), evil eye, cough, rheumatism, jaundice, malaria, warts, temre (cutaneous lesions), wounds and yılancık (erysipelas). By assessing these practices -which bear traces of ancient Turkish beliefs- we elucidate stone’s sacred, symbolic and functional dimensions in Turkish culture through shared human experiences.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Traditional, Complementary and Integrative Medicine (Other) |
Journal Section | Review |
Authors | |
Early Pub Date | May 28, 2025 |
Publication Date | May 30, 2025 |
Submission Date | February 28, 2025 |
Acceptance Date | May 11, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 15 Issue: 2 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Periodical scientific publication of Mersin University School of Medicine. Can not be cited without reference. Responsibility of the articles belong to the authors
Ayşegül Tuğuz
from composition of İlter Uzel named “Dioscorides and his Student
Address
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir / Mersin