Cezayir’de 1830 yılından itibaren 132 yıl süren Fransız sömürge yönetimi Cezayirlilerin hayatını önemli ölçüde etkilemiştir. Etkilerin en görünür olduğu alanlardan birisi de dil ve edebiyattır. Cezayirli bir yazar olan Ahlâm Mustegânimî, romanlarında toplumcu gerçekçi bir yaklaşım benimser ve eserleriyle ülkesinin sosyal ve politik gerçeklerine ayna tutar. Fakat bu gerçeklikleri yansıtırken didaktik bir üsluptan kaçınır. Aksine kurguladığı aşk hikâyelerini onlara siyasi ve sosyal sembolik anlamlar yükleyerek ele alır. Bunun yanı sıra romanlarında şiirsel bir dil kullanmayı tercih eder. Üçleme’sinde ve özellikle bu serinin ilk kitabı olan Bedenin Hafızası’nda köprü izleği anlatının merkezinde yer alır. Romanlarda Cezayir’in Konstantin şehrindeki tarihî asma köprüler bir ressamın tabloları aracılığıyla simgesel bir şekilde öne çıkarılır. İşlevi iki yaka arasındaki bağlantıyı sağlamak olan köprüler, Üçleme’de mecazi olarak bağlanma ve kopuşu temsil eder. Cezayir’in bağımsızlık savaşında kolunu kaybeden Zeyyân’ın bu fiziksel kaybı, ulusuyla olan bağını da koparmış gibidir. Özellikle bağımsızlık sonrası Cezayir’e karşı içsel bir kopuş hisseder. Paris’te yaşayan Zeyyân’ın geçmişi, bugünü ve travmaları onun takıntılı olarak çizdiği köprü resimlerinde ortaya çıkar. Sanatın onun için iyileştirici (terapötik) olmaktan uzak olduğu görülür. Bu yüzden Cezayir’in geçmiş günlerini hatırlatan nostaljik köprü sembolünden sanatını soyutlayamaz. Üçleme’de psikolojik ve fizyolojik olarak bağlanma ve uzaklaşmayı temsil etmesinin yanı sıra köprüler ressamın âşık olduğu Hayât ile özdeşleştirilir. Yazar bu özdeşlik aracılığıyla kadınların nesneleştirilmesi ve ötekileştirilmesi meselelerini tartışmaya açar. Üçleme’de kadınların nesneleştirilmesi çoğu kez onların vatan, toprak şeklinde kutsallaştırılmasıyla yapılmaktadır. Ancak Ahlâm, Cezayirli erkek yazarlara ayna tutarak onların gelenekselleşmiş sembollerini ters yüz etmeyi amaçlar. Bu çalışmada postkolonyal ve feminist eleştiri bağlamında sömürge sonrası Cezayir’i yansıtan Üçleme’deki karakterlerin köprüye dair algıları, kabul ve ret süreçleri analiz edilmektedir. Bu algılar, çoğunlukla köprülerin taşıdığı sembolik anlamlarla ilişkili iken bazen mecazi anlamının reddedilmesiyle farklı boyutlar kazanır. Köprüye yüklenen farklı sembolik anlamlar, karakterlerin bu sembolü anlama ve yorumlamaya yönelik yaklaşımlarına işaret eder
Ahlam Musteganimi Cezayir romanı köprü sembolü postkolonyal edebi eleştiri feminist edebi eleştiri
Bu çalışma Prof. Dr. Halim ÖZNURHAN danışmanlığında yürütülen “Ahlâm Mustegânimî’nin Üçleme’sinin Postkolonyal Perspektiften Analizi” başlıklı doktora tezi esas alınarak hazırlanmıştır.
The French colonial rule in Algeria, which lasted 132 years since 1830, significantly impacted the lives of Algerians. One of the most visible areas of influence is language and literature. Ahlam Mosteghanemi, an Algerian writer, adopts a socialist realist approach in her novels and mirrors her country's social and political realities with her works. However, she avoids a didactic style while reflecting on these realities. On the contrary, she deals with the love stories he fictionalizes by attributing political and social symbolic meanings to them. In addition, she prefers to use poetic language in her novels. In her Trilogy, and especially in the first book of this series, Memory in the Flesh, the bridge is at the center of the narrative. In the novels, the historical suspension bridges in the Algerian city of Constantine are symbolically highlighted through the paintings of a painter. The bridges, whose function is to connect the two sides, metaphorically represent connection and disconnection in the Trilogy. Zayyan loses his arm in the Algerian war of independence. This physical loss seems to have severed his bond with his nation. Especially after independence, he feels an inner detachment from Algeria. Living in Paris, Zayyan's past, present, and traumas are revealed in his obsessive paintings of bridges. It is seen that art is far from being therapeutic for him. Therefore, he cannot isolate his art from the nostalgic symbol of the bridge that reminds us of Algeria's bygone days. In the Trilogy, in addition to representing psychological and physiological attachment and detachment, bridges are identified with Hayat, with whom the painter falls in love. Through this identification, the author opens up the issues of objectification and marginalization of women for discussion. In the Trilogy, the objectification of women is often done by sanctifying them in the form of homeland and land. However, Ahlam aims to turn their traditional symbols inside out by holding up a mirror to Algerian male writers. In the context of postcolonial and feminist criticism, this study analyzes the characters' perceptions, acceptance, and rejection processes in the Trilogy, which reflects postcolonial Algeria. While these perceptions are mostly related to the symbolic meanings that bridges carry, they sometimes take on different dimensions by rejecting their metaphorical meaning. The different symbolic meanings attributed to the bridge point to the characters' approaches to understanding and interpreting this symbol.
Ahlam Mosteghanemi Algerian novel bridge symbol postcolonial literary criticism feminist literary criticism
This article is extracted from my doctorate dissertation entitled “Analysis of Ahlam Mosteghanemi's Trilogy from a Postcolonial Perspective”, supervised by Prof. Halim ÖZNURHAN (Ph.D. Dissertation, Erciyes University, Kayseri.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language, Literature and Culture |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 27, 2025 |
Submission Date | January 13, 2025 |
Acceptance Date | March 10, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 25 Issue: 60 |