Bu çalışma, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Kasım 2009'da gerçekleştirilen Demokratik Açılım Tartışmaları ve Temmuz 2014'te Terörle Mücadele ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi Hakkında Kanun Tartışmalarına odaklanmaktadır. Bu yasa tasarılarının müzakere kalitesi, Jürgen Habermas'ın İletişimsel Eylem Kuramı ve söylem etiği çalışmalarından ilham alınarak oluşturulan Söylem Kalitesi Endeksi yöntemiyle iki farklı araştırmacı tarafından ölçülüp karşılaştırılmıştır. Böylelikle “bölünmüş bir toplum”da müzakereci demokrasinin nasıl işlediği sorusuna yanıt aranmıştır. Amaç, müzakere literatürüne orijinal bir ampirik katkı sağlamaktır çünkü müzakere çalışmalarının çoğu, liberal demokrasilerin kurumsallaştığı Batı toplumları ve daha az çatışmanın olduğu, şiddet içermeyen konular üzerinde yapılmıştır. Bu çalışmalara göre, müzakere için uygun ortam oluştuğunda karşıt gruplar daha demokratik ve müzakereci hareket etmektedir. Doğru bir kurumsal tasarım, katılımcıları saygılı davranmaya iterken; ortak faydaya yönelik iyi gerekçelendirilmiş bir eylem önerisi, farklı görüşlere sahip bireyleri ikna edebilmektedir. Bu bağlamda ülkede onlarca yıldır var olan “etnik bölünmüşlük” ve çatışma ortamı Türkiye'yi özgün bir örnek haline getirmektedir. Barış Süreci olarak bilinen Kürt Sorunu'nun çözümüne yönelik müzakere süreci kapsamında TBMM'de yapılan oturumlar oldukça çekişmeli bir atmosferde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada bir yandan bölünmüş bir toplumda müzakere sürecinin nasıl işlediği incelenirken, diğer yandan bu sürecin TBMM'deki siyasi partilerin Kürt Sorunu'na ve bu meselenin çözümüne dair tutumlarını değiştirip değiştirmediği, siyasi elitler arasında bir fikir birliğine yol açıp açmadığı tartışılmıştır. Nihayetinde resmi parlamento görüşmeleri üzerinden söz konusu müzakere sürecinin Türkiye'deki “etnik kutuplaşmayı” azaltıp azaltmadığı anlaşılmaya çalışılmıştır.
This research examines the Democratic Opening debates in the Turkish Grand National Assembly (TBMM) in November 2009 and the debates on the Law on Combating Terrorism and Strengthening Social Integration in July 2014. The deliberation quality of these draft laws was measured by the Discourse Quality Index method, which was inspired by Jürgen Habermas' Theory of Communicative Action and Discourse Ethics. In this way, the question of how deliberative democracy functions in a ‘divided society’ is addressed. The aim is to make an original empirical contribution to the deliberation literature. Most deliberation studies have been conducted in Western societies where liberal democracies have been institutionalized and non-violent issues with less conflict. According to these studies, opposition groups act more democratically and deliberatively when there is a favorable institutional environment for negotiation. This environment encourages participants to behave respectfully, while a well-reasoned proposal for the common good can persuade individuals with different views. In this context, the ‘ethnic division’ in the country and decades-long violent conflict make Turkey a unique example. The sessions held in the TBMM within the scope of the negotiation process for the solution to the Kurdish Question took place in a highly contentious atmosphere. Therefore, this study, on the one hand, analyses how the negotiation process works in a divided society, and on the other hand, discusses whether this process has changed the attitudes of the political parties towards the Kurdish Question and whether it has led to a consensus among political elites regarding its solution.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Conflict Resolution |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Early Pub Date | June 18, 2025 |
Publication Date | June 20, 2025 |
Submission Date | December 17, 2024 |
Acceptance Date | March 5, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 9 Issue: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.