The technological developments of every era have directly or indirectly affected humanity in social, cultural, and economic aspects. Humans, who have managed to adapt to changing production methods, increasing communication channels, and the accelerating pace of life, have continued their progress despite occasionally facing complex challenges. Literature has always been an integral part of human life, serving as an ancient companion that encompasses all the developments experienced throughout history. After all, literature is a medium through which life, dreams, fears, and all feelings and thoughts about humanity can be expressed. The idea of a world increasingly dominated by robots, which have begun to permeate our lives—especially with the integration of computers into daily routines—is approaching reality day by day. The prospect of machines that cannot be halted by merely pressing a button or unplugging them, and that make their own decisions instead of following our instructions, is both intriguing and frightening. This situation has led to the more frequent exploration of machines that mimic human behavior by learning from humans, a phenomenon we refer to as artificial intelligence, in literary works. This study examines the recently published works of Afşin Kum’s Kübra and Louisa Hall’s Speak from a posthumanist perspective. The focus is on the messages conveyed by these works, emphasizing the advancements of today’s artificial intelligence technology and its potential future developments. In this context, inferences are made using a comparative approach. This study is expected to make a significant contribution to the literature by examining the possible consequences of humanizing machines through artificial intelligence and their reflections in literary works in today’s world, where even human strengths and weaknesses cannot be fully managed.
Her çağın teknolojik gelişmeleri insanlığı sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan doğrudan ya da dolaylı biçimde etkilemiştir. Değişen üretim yöntemleri, artan iletişim kanalları ve hızlanan hayat akışına adapte olmayı başaran insan, zaman zaman ağır sınavlar verse de ilerleyişini sürdürmeyi başarmıştır. Edebiyat da kadim bir yoldaş olarak her daim insanın hayatında yer almış ve onun deneyimlediği tüm gelişmeleri kapsamına dâhil etmiştir. Ne de olsa edebiyat hayatın, hayallerin, korkuların özetle insana dair tüm duygu ve düşüncelerin yansıtılabildiği bir mecradır. Özellikle bilgisayarların gündelik yaşantıya sirayet etmesiyle hayatımıza girmeye başlayan robotların gitgide ağır basacağı bir dünya fikri de günden günde gerçeğe yaklaşmaktadır. Düğmesine basıp ya da fişini çekip durduramayacağımız, talimatlarımızı takip etmek yerine kendi kararlarını alan makinelerin gerçeğe dönüşme ihtimali hem merak uyandırıcı hem de ürkütücüdür. Bu durum kısaca yapay zekâ olarak adlandırdığımız, insandan öğrendikleriyle insan gibi davranan makineler olgusunun edebi eserlerde daha sık işlenmesini beraberinde getirmiştir. Çalışmada, yakın geçmişte yayımlanan Afşin Kum’un Kübra ve Louisa Hall’ın Konuş (Speak) eserleri posthümanist bakış açısından da faydalanarak incelenmiştir. Eserlerin günümüz yapay zekâ teknolojisinin vardığı ve varabileceği noktalara vurgu yaparak verdikleri mesajlara odaklanılmıştır. Bu bağlamda karşılaştırmalı bir yaklaşım ile çıkarımlar yapılmıştır. İnsanın gücü ve zaaflarının dahi tam olarak yönetilemediği günümüzde, yapay zekâ aracılığıyla makineleri de insanlaştırmanın yol açabilecekleri ve bunların edebi eserlere yansımasının irdelenmesi açısından bu çalışmanın literatüre anlamlı bir katkı sağlaması beklenmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Comparative and Transnational Literature |
Journal Section | EDEBİYAT / ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Early Pub Date | April 30, 2025 |
Publication Date | April 30, 2025 |
Submission Date | January 1, 2025 |
Acceptance Date | February 16, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 10 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.