Lübnan, bağımsızlık sonrası modern dönemde ve iç savaş sonrasında Türkiye ile görünür olmayan bir ilişkiye sahip oldu. 2000’li yılların başında Türkiye’nin ilişkilerini geliştirmeye başladığı Ortadoğu ülkelerine Lübnanın da katılmasıyla birlikte görünen siyasi yakınlık Lübnan’daki istikrarsızlıklar nedeniyle zaman zaman dengesini kaybetse de ilişkiler karşılıklı müzakereler sayesinde devam etti. 2006 yılında Lübnan-İsrail savaşı sonrasında Türkiye Lübnan’a olan desteğini artırırken, 2011 Arap Baharı sonrasında ortaya çıkan krizler de Türkiye’nin Lübnan’daki dini- mezhepsel gruplarla olan ilişkilerinde daha hassas politikalar izlemesine yol açtı. Türkiye’nin bölgesel aktivizminin artmasına karşı gerek Lübnan iç politikasında gerekse de küresel alanda ortaya çıkan birtakım tepkiler, Türkiye’nin Lübnan’a yaklaşımındaki soruları da beraberinde getirdi. “Türkiye Ortadoğu’da yeni bir Osmanlı yönetimi kurmak istiyor mu?” sorusu ise Türkiye-Lübnan ilişkilerine ilişkin bazı grupların sorduğu sorulardan biriydi. Bu çalışmada Türkiye’nin Lübnan politikasında takip ettiği siyasi yol haritasında Neo-Osmanlıcılık ve mezhepçi izlerin olup olmadığına değinilecektir. Bu doğrultuda Lübnan siyasetinde zaman zaman ortaya atılan Osmanlı karşıtı söylemlerin diplomatik anlamdaki karşılığı ve ikili ilişkilere etkisi ele alınacak, Lübnan’ın mezhepçi siyasal sistemine göre Sünni blok içerisinde yer alsa da Türkiye’nin Lübnan politikasında mezheplere karşı yürüttüğü denge analiz edilecektir.
Following its independence and during the post-civil war period, Lebanon had rather inconspicuous relations with Türkiye. Despite the political affinity that arose as a result of Türkiye’s interest in Middle East countries including Lebanon in the early 2000s, bilateral relations got out of balance from time to time due to Lebanon’s instability, however, were maintained through mutual agreements. After the Lebanon-Israel war in 2006, Türkiye increased its support for Lebanon. Accordingly, the crises that appeared after the Arab Spring in the region led Türkiye to follow a sensitive policy toward the country’s sectarian groups. However, some reactions arose in Lebanon’s political arena against Türkiye’s increasing regional activism bringing several ideological questions about Türkiye’s approach toward Lebanon. Regarding the relationship between Türkiye and Lebanon, “Does Türkiye desire to establish a new Ottoman administration in the Middle East?” was one of the questions asked by some groups. Therefore, this study examines whether there are traces of Neo-Ottomanism and sectarianism in the political roadmap followed by the Turkish Government in its Lebanon policy. It discusses the diplomatic response of Türkiye to anti-Ottoman rhetoric in Lebanese politics and its effect on bilateral relations. Accordingly, the study analyzes Türkiye’s effort to maintain the balance against sectarian discourse that shapes Lebanon’s policy.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Early Pub Date | December 29, 2023 |
Publication Date | December 30, 2023 |
Acceptance Date | October 26, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
The published articles in TJMES are licensed under a
Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License