Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları (HÜTAD)

Abstract

Kastamonu Üniversitesi tarafından 22-23 Mayıs 2014 tarihleri arasında üniversitenin Kuzeykent yerleşkesinde Malazgirt’ten Osmanlı’ya Selçuklu konulu uluslararası bir sempozyum gerçekleştirilmiştir.
Selçuklu tarihi için oldukça önemli olan bu sempozyumun açılış oturumu, Selçuklu Salonu Prof.Dr. Mustafa Demir’in başkanlığında Prof.Dr. Tuncer Baykara, Prof.Dr. Mustafa Keskin, Prof.Dr. Altan Çetin ve Prof.Dr. Ramiz Asker’in sunumları ile başlamış sonra aynı anda hem Malazgirt hem de Sultan Alparslan Salonlarında devam etmiştir. Sempozyumun devam ettiği iki gün boyunca çoğunlukla sadece Anadolu Selçuklu tarihine ait değil çeşitli beylikler hakkında da olmak üzere siyasî, askerî, iktisadî, sosyo-kültürel, ilmî vd. gibi çeşitli alanlarda bilimsel değeri olan toplam seksen dört bildiri sunulmuştur. Sempozyum boyunca Araştırmacı Mustafa Gezici tarafından Kastamonu’nun çeşitli bölgelerinden toplanan ve tarihî değeri bulunan Türk boylarına ait damgalar, “Kastamonu’da Türk Boylarına Ait Damgalar Sergisi” adıyla sergilenmiş ve gelen katılımcılar tarafından ilgi ile izlenmiştir.
Sempozyumun kapanış ve değerlendirme oturumu, Prof.Dr. Mustafa Keskin başkanlığında Prof.Dr. Tuncer Baykara, Prof.Dr. Fahamettin Başar, Prof.Dr. Mustafa Demir ve Prof.Dr. Mehmet İpçioğlu’nun katılımıyla gerçekleşmiştir. Prof.Dr. Tuncer Baykara, ilk defa Selçuklular konusunda Malazgirt Zaferi’nin 900. yılı dolayısıyla 1971 yılında bir sempozyum gerçekleştirildiğini ve ona katıldığını ifade ederek o günden bu yana Selçuklu tarihine dair düzenlenen 7. sempozyum olduğunu anımsamış, bu sempozyum ile 8.sinin düzenlendiğini ifade etmiştir. Prof.Dr. Baykara, aynı zamanda iki gün boyunca devam eden sempozyumun başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini eklemiştir. Prof.Dr. Fahamettin Başar, Anadolu’nun Türkleşmesi ve Selçuklu tarihine dair konuların Osmanlı tarihi dikkate alındığında pek ilgi görmediğini, ancak bu durumun son dönemlerde Selçuklu ve Beylikler dönemlerine ait uluslararası sempozyumların artışıyla değiştiğine dikkat çekmiştir. Ayrıca bölgesel olarak Çobanoğulları ve Candaroğulları dönemlerini kapsayan bir sempozyum düzenlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.