ÖZ
Kanun çalgısı, tarihsel süreç içerisinde geniş bir coğrafyada farklı kültürel ve müzikal bağlamlarda gelişmiş olup, hem Orta Asya hem de Osmanlı müzik kültürlerinde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada, kanunun tarihsel kökenleri, yapısal ve teknik özellikleri, akort sistemleri, icra teknikleri ve repertuvarı karşılaştırmalı bir şekilde ele alınarak, her iki kültürel yapıdaki rolü incelenmiştir. Orta Asya'da kanun, geleneksel halk müziğinin ve sözlü anlatım kültürünün bir parçası olarak kullanılmış; göçebe toplumların ritmik ve melodik yapıları içinde kendine özgü bir form geliştirmiştir. Osmanlı müziğinde ise kanun, makam sisteminin temel çalgılarından biri olarak saraydan tekkeye, halk müziğinden akademik eğitime kadar geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Çalışmanın bulguları, Orta Asya’da kullanılan kanun türlerinin genellikle sabit akort sistemlerine sahip olduğunu, buna karşın Osmanlı müzik kültüründe geliştirilen mandal sisteminin, icra sırasında tonal değişikliklere olanak sağladığını göstermektedir. Osmanlı müziğinde kanunun, Klasik Türk musikisinin karmaşık makam sistemine uyum sağlayacak şekilde yapılandırıldığı, Orta Asya müziğinde ise geleneksel modal yapıların daha belirgin olduğu ortaya konmuştur.Ayrıca, kanunun Orta Asya müzik sisteminde daha ritmik ve doğaçlama odaklı bir rol üstlendiği, Osmanlı müziğinde ise bireysel virtüözitenin ön planda olduğu bir icra anlayışının geliştiği görülmektedir. Bu bağlamda çalışma, çalgının her iki kültürde nasıl farklı işlevler kazandığını ve müzikal kimliğin bir taşıyıcısı olarak nasıl değerlendirildiğini açıklamaktadır. Son olarak, modern dönemde kanunun küresel müzik sahnesindeki yeri ele alınmış ve geleneksel çalgıların değişen müzikal eğilimler doğrultusunda nasıl dönüşüme uğradığı tartışılmıştır
Bu çalışma herhangi bir insan katılımcı, hayvan deneyi veya özel veri kullanımı içermediğinden dolayı etik kurul onayı gerektirmemektedir. Çalışma yalnızca açık kaynaklı literatür taramasına ve ikincil veri analizine dayanmaktadır.
ABSTRACT
The qanun has evolved over time across a vast geographical area, developing within various cultural and musical contexts. It holds a significant place in both Central Asian and Ottoman music cultures. This study examines the historical origins of the qanun, its structural and technical features, tuning systems, performance techniques, and repertoire in a comparative manner, analyzing its role in both cultural frameworks.In Central Asia, the qanun has been used as part of traditional folk music and oral narrative culture, shaping a unique form within the rhythmic and melodic structures of nomadic societies. In Ottoman music, however, the qanun became one of the fundamental instruments of the makam system, finding extensive use from the palace to Sufi lodges, from folk music to academic education.The findings of this study indicate that the types of qanuns used in Central Asia generally have fixed tuning systems, whereas the mandal system developed in Ottoman music culture allows for tonal modifications during performance. The structure of the qanun in Ottoman music was adapted to accommodate the complex makam system of Classical Turkish music, whereas in Central Asian music, traditional modal structures remained more prominent. Furthermore, the study reveals that in the Central Asian music system, the qanun plays a more rhythmic and improvisational role, whereas in Ottoman music, a performance approach emphasizing individual virtuosity has developed. In this context, the study explains how the instrument has acquired different functions in both cultures and how it has been perceived as a carrier of musical identity. Finally, the research discusses the position of the qanun in the global music scene in the modern era and how traditional instruments have undergone transformation in line with changing musical trends.
Keywords: Qanun, Ethno musicology, Central Asia, Ottoman music.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Musicology and Ethnomusicology, Music (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | May 23, 2025 |
Publication Date | |
Submission Date | March 21, 2025 |
Acceptance Date | May 8, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 8 Issue: 2 |