This study presents a Turkish translation of Thomas Aquinas' work "De Ente et Essentia" (On Being and Essence). This work is considered one of the most important works of medieval metaphysical thought. Written between 1254-1256, before Aquinas was 30 years old, this work is of great importance as it forms the foundation of the thinker's metaphysical system. Thomas Aquinas, by systematically addressing the concepts of being and essence in this work, sheds light on one of the fundamental problems of metaphysical thought. The relationship between being and essence, which holds a central position in medieval philosophy, gains a new dimension in Thomas Aquinas' thought. The work examines the hierarchy of being at three fundamental levels: God, angels (separate substances), and material substances. According to Aquinas, being and essence are identical in God; this means that God exists by virtue of His own essence. In angels, however, the situation is different; their essence does not contain matter, but their being is different from their essence. For material substances, there is both a matter-form composition and a being-essence distinction. This hierarchical structure forms the foundation of Aquinas' metaphysical system and explains the relationship between levels of being. Another aspect that particularly stands out in the work is Aquinas' approach to the essence of composite substances. He emphasizes that essence encompasses both matter and form, but that the matter here is not determinate matter (materia signata) but indeterminate matter (materia non signata). This approach demonstrates how Aquinas integrates different levels of reality. Although Aquinas bases his work on Aristotelian metaphysics, he also significantly draws on the views of Islamic philosophers such as Avicenna and Averroes. Especially Avicenna's distinction between being and quiddity (essence) plays a central role in Aquinas' thought. Boethius' influence is also clearly seen in the work, particularly in relating logical concepts (genus, species, differentia) to metaphysical structure. De Ente et Essentia is of great importance not only from a metaphysical perspective but also in terms of logic, epistemology, and theology. Aquinas also used the concepts in this work in his later major works such as "Summa Theologica" and "Summa Contra Gentiles." Therefore, this early work serves as a key to understanding Aquinas' evolution of thought. In the work, Aquinas criticizes the Platonic approach when addressing universals and emphasizes that universals exist in the mind but also emphasizes their foundation in reality. Thus, Aquinas charts a middle path between extreme realism and nominalism. This approach constitutes an important aspect of his metaphysical realism. The concepts of being and essence that Aquinas addresses in "De Ente et Essentia" have also had significant influences on modern philosophy. Especially in existentialist philosophy, the relationship between being and essence has been reinterpreted, but different conclusions have been reached from Aquinas' approach. In this respect, the work is at the center of ongoing discussions in the history of philosophy. This work of Aquinas also forms the foundation of his theological thought. His thoughts on the existence and nature of God have formed the starting point of his later theological studies. Especially the idea that being and essence are the same in God is of great importance for understanding Aquinas' five ways (quinque viae) and proofs of God.
Bu çalışmada Thomas Aquinas'ın "De Ente et Essentia" (Varlık ve Öz) adlı eseri Türkçe'ye tercüme edilmiştir. Söz konusu eser, Ortaçağ metafizik düşüncesinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir. 1254-1256 yılları arasında, Aquinas henüz 30 yaşına gelmeden önce kaleme alınan bu eser, düşünürün metafizik sisteminin temellerini oluşturması bakımından büyük önem taşımaktadır. Thomas Aquinas, bu eserinde varlık ve öz kavramlarını sistematik bir şekilde ele alarak, metafizik düşüncenin temel sorunlarından birine ışık tutmaktadır. Ortaçağ felsefesinde merkezi bir konuma sahip olan varlık-öz ilişkisi, Thomas Aquinas'ın düşüncesinde yeni bir boyut kazanmıştır. Eser, varlık hiyerarşisini üç temel düzeyde inceler: Tanrı, melekler (ayrık tözler) ve maddi cevherler. Hristiyan filozofa göre, Tanrı'da varlık ve öz aynıdır; bu, Tanrı'nın kendi özü gereği var olduğu anlamına gelir. Meleklerde ise durum farklıdır; onların özü maddeyi içermez, ancak varlıkları özlerinden farklıdır. Maddi cevherler için ise hem madde-form bileşimi hem de öz-varlık ayrımı söz konusudur. Bu hiyerarşik yapı, Aquinas'ın metafizik sisteminin temelini oluşturur ve varlık düzeylerinin birbirleriyle ilişkisini açıklar. Eserde özellikle dikkat çeken bir diğer husus, Aquinas'ın bileşik cevherlerin özünü ele alış biçimidir. O, özün hem maddeyi hem de formu kapsadığını, ancak buradaki maddenin belirlenmiş (materia signata) değil, belirlenmemiş madde (materia non signata) olduğunu vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, Aquinas'ın gerçekliğin farklı düzeylerini nasıl bütünleştirdiğini göstermektedir. Aquinas, eserinde Aristoteles metafiziğini temel alsa da, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi İslam filozoflarının görüşlerinden de önemli ölçüde yararlanmıştır. Özellikle İbn Sina'nın varlık-mahiyet (öz) ayrımı, Aquinas'ın düşüncesinde merkezi bir role sahiptir. Boethius'un etkisi de eserde açıkça görülmektedir, özellikle mantıksal kavramların (cins, tür, ayırıcı özellik) metafizik yapıyla ilişkilendirilmesinde. De Ente et Essentia, sadece metafizik açıdan değil, aynı zamanda mantık, epistemoloji ve teoloji açısından da büyük önem taşır. Aquinas, bu eserinde kullandığı kavramları "Summa Theologica" ve "Summa Contra Gentiles" gibi daha sonraki büyük eserlerinde de kullanmıştır. Bu nedenle, bu erken dönem eseri, Thomas Aquinas'ın düşünce evrimini anlamak için bir anahtar niteliğindedir. Eserde Thomas Aquinas, tümelleri ele alırken Platoncu yaklaşımı eleştirmekte ve tümellerin zihinde var olduğunu, ancak bunların gerçeklikteki temelini de vurgulamaktadır. Böylece Aquinas, aşırı realizm ile nominalizm arasında orta bir yol çizmektedir. Bu yaklaşım, onun metafizik gerçekçiliğinin önemli bir yönünü oluşturur. Aquinas'ın "De Ente et Essentia" eserinde ele aldığı varlık ve öz kavramları, modern felsefeye de önemli etkilerde bulunmuştur. Özellikle varoluşçu felsefede varlık ve öz arasındaki ilişki yeniden yorumlanmış, ancak Aquinas'ın yaklaşımından farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Bu yönüyle eser, felsefe tarihinde süregelen tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Aquinas'ın bu eseri, aynı zamanda teolojik düşüncesinin de temellerini oluşturmaktadır. Tanrı'nın varlığı ve doğası hakkındaki düşünceleri, daha sonraki teolojik çalışmalarının çıkış noktasını oluşturmuştur. Özellikle Tanrı'da varlık ve özün aynı olması fikri, Hristiyan filozofun beş yolunu (quinque viae) ve Tanrı kanıtlarını anlamak için büyük önem taşımaktadır. Eserin Türkçe çevirisi, Aquinas'ın düşüncesini Türk okuyucusuna tanıtması bakımından büyük önem taşımaktadır. Metafizik düşüncenin temel kavramlarını sistematik bir şekilde ele alan bu eser, felsefe öğrencileri ve araştırmacılar için vazgeçilmez bir kaynak niteliğindedir. Aquinas'ın metafizik sisteminin temellerini oluşturan bu eser, aynı zamanda Ortaçağ felsefesinin İslam düşüncesiyle olan etkileşimini de göstermektedir. Eser, varlık ve öz kavramlarını sistematik bir şekilde ele alarak, metafizik düşüncenin temel sorunlarına ışık tutmaktadır. Aquinas'ın bu eseri, onun daha sonraki büyük eserlerinin anlaşılması için de bir temel oluşturmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ortaçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Çeviri |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Nisan 2025 |
Gönderilme Tarihi | 18 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 7 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 1 |