Bu çalışma, klasik dönem Osmanlı yazma kültüründe ben-anlatılarının hem biçim hem de muhteva açısından çeşitliliğini ortaya koymayı amaçlamakta ve özellikle doğrudan otobiyografik anlatı niteliği taşımayan metinlerde bu tür malzemenin nasıl ortaya çıkabildiğini 19. yüzyılda yaşamış olan Mahmûd Âgâh/Nâsıh örneği üzerinden incelemektedir. Osmanlı edebiyatında belirgin bir ben-anlatısı şeklinde kaleme alınmış metinlerin yanı sıra, daha çok tashih, şerh, haşiye gibi bilimsel ve metin merkezli türlerde dağınık biçimde karşımıza çıkan parçalı otobiyografik unsurlar da, kişinin biyografisinin inşasında önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Bu tür anlatıların tespiti ise doğrudan ben-anlatılarına göre çok daha dikkat ve hassasiyet gerektirmektedir.
Mahmûd Nâsıh’ın literatürde pek bilinmeyen tashih çalışmaları ve bu tashihler içine gömdüğü veya serpiştirdiği otobiyografik unsurlar, onun hayatı, sosyal ve ekonomik çevresi, dönemin yönetici sınıfına yönelik eleştirileri hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Doğumundan itibaren yetim ve öksüz kalan, hayatı boyunca evlenmemiş ve çeşitli zorluklar içerisinde yaşamış bir müstensih olan Nâsıh, metinlere yönelik müdahalelerinde sadece filolojik bir düzeltme yapmakla kalmayıp, aynı zamanda kendi bireysel hikâyesini de bu metinler vasıtasıyla aktarma imkânı bulmuştur.
Özellikle tashih metinlerine gömülü bu anlatıların neden bu biçimde gizli/örtülü/dolaylı olarak sunulduğu sorusu da çalışmanın önemli çıkış noktalarından biridir. Yazarın kendisini güvende hissedebileceği, dikkat çekmeyen bir anlatı alanı tercih etmesi veya manevi rehberi saydığı İsmâil Hakkı Bursevî gibi bir otoritenin yazım tarzından etkilenmiş olması bu durumu açıklamada kullanılabilecek başlıca yaklaşımlardandır. Ayrıca, bu tür ben-anlatıları sayesinde, yalnızca merkezde yer alan değil, daha “sıradan” addedilen bireylerin de biyografik olarak görünür kılınabileceği savunulmaktadır. Bu çalışma aynı zamanda Osmanlı yazma kültüründe müstensihlerin metinlere doğrudan müdahale etme ve onları dönüştürme yönündeki tasarruflarının sanılandan çok daha geniş bir çerçevede gerçekleştiğine yönelik karinelere de işaret etmektedir.
Bursalı Mahmûd Âgâh/Nâsıh/î Osmanlı ben-anlatıları parçalı ben-anlatıları otobiyografi tashih musahhih 19. Yüzyıl Türk edebiyatı
Çok değerli tashih ve eleştirileriyle makaleye katkıda bulunan Ali Yıldız, Volkan Arslan, Şeyma Nur Ata, Seyfullah Koşmaz ve Gülşah Coşkun'a teşekkür ederim.
This study explores the formal and thematic diversity of self-narratives within classical Ottoman manuscript culture, focusing on how such materials can emerge in texts not explicitly autobiographical, through the example of Mahmûd Âgâh/Nâsıh, a 19th-century figure. In addition to overt self-narratives, the Ottoman literary tradition contains fragmented autobiographical traces within scholarly genres such as commentaries, glosses, and emendations. These materials serve as valuable sources for reconstructing individual biographies, though their detection and interpretation require heightened attention.
Mahmûd Nâsıh’s largely overlooked emendation work, and the autobiographical elements embedded within, offer insight into his personal history, social environment, and critical stance toward the ruling class. Orphaned early in life, unmarried, and living under difficult conditions, Nâsıh used emendation not only for philological correction but also to indirectly narrate his life story.
A key question this study addresses is why such self-representations were embedded in indirect or covert forms. Possible explanations include the desire for narrative safety or influence from his spiritual guide, Ismâʿil Hakkı al-Bursawî, whose works also contain autobiographical fragments. These findings demonstrate that fragmented self-narratives can illuminate the lives of not only prominent figures but also more “ordinary” individuals.
The study further argues that these materials reveal a greater degree of agency exercised by copyists in the Ottoman manuscript tradition. Contrary to common assumptions, copyists were often active participants in the transmission and transformation of texts, sometimes subtly altering or expanding the material to reflect their own voices and experiences. Mahmûd Nâsıh’s case provides a compelling example of how autobiographical expression and textual intervention could intersect, offering new perspectives on both the personal and textual dynamics of Ottoman literary culture
Mahmûd Âgâh/Nâsıh(î) of Bursa Ottoman self-narratives fragmented self-narratives autobiography emendation copyist/emender 19th-century Turkish literature
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Biyografi, Tarihsel Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 15 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 3 Sayı: 1 |