Mankind is unique in organizing its social life according to moral principles. Throughout history, societies have endeavored to cultivate moral individuals, leading to the development of distinct ethical systems. The Ottoman Empire, a vast and diverse polity, integrated Islamic teachings with Turkish customs to shape its moral understanding. Ottoman scholars played a crucial role in shaping and transmitting these moral values. One such figure is Diyarbakırlı Mehmet Said Pasha, a 19th-century statesman and scholar who explored morality in his work Tabsıratu’l-Insan. This study first briefly discusses the prominent works on morality within the Ottoman Empire. It then introduces the life and writings of Mehmet Said Pasha from Diyarbakır. The study, finally reveals Said Pasha's understanding of morality as articulated in Tabsıratu’l-Insan. In this work, Said Pasha examines the concept of morality both logically and emotionally, aligning it with the ordinary flow of life. The thinker employs personifications in a fable-like style to convey the struggles necessary to become a moral individual and the journey one undertakes throughout life. Said Pasha identifies lustful thoughts as the primary challenge in the discipline of the soul. When confronted with feelings of lust, the soul is profoundly affected, despite its inherent aversion. This encounter gives rise to negative emotions such as ignorance, greed, and falsehood, with intellect depicted as the force that seeks to discipline both the nafs and other negative inclinations. The character of reason in the book advises adherence to common sense and the rules established by religion. Reason functions as a teacher or elder, guiding individuals until they mature. It illustrates the right path by elucidating what is wrong and endeavors to guide us accordingly. At times, individuals may rebel against reason and stray from intellectual guidance. However, when faced with negative consequences, they return to the intellect, seeking forgiveness and assistance. The intellect forgives and urges them to correct their mistakes and realign with the right path. The goal of this study is to enhance understanding of morality through the lens of Diyarbakırlı Mehmet Said Pasha’s philosophical insights.
Islamic Philosophy Diyarbakirli Mehmet Said Pasha Ethics 19th Century Ottoman Thought Moral Philosophy
İnsanlar yeryüzünde topluluk olarak yaşayan ve toplumdaki ilişkilerini ahlak kurallarına göre belirleyen varlık türüdür. Bunun için toplumlar tarih boyunca ahlaklı bireyler yetiştirmek için çaba sarf etmişlerdir. Bu da bütün devirlerde, her topluma, millete ait bir ahlak sisteminin oluşmasına sebebiyet vermiştir. Büyük bir coğrafyada hüküm sürmüş Osmanlı da çeşitli kültürlere sahip olmasına rağmen İslam dini ve Türk toplumunun örf ve âdeti ile kaynaşan bir ahlak anlayışı oluşturmuş toplumlardan biridir. Osmanlı Devleti’nin bünyesinde yaşayan âlimler bu ahlak anlayışını geliştirmek ve sonraki nesle aktarmak için çalışmalar yapmıştır. Diyarbakırlı Mehmet Said Paşa da 19. yüzyılda Osmanlının son döneminde yaşamış ahlak üzerine çalışmalar yapmış önemli bir devlet ve ilim adamıdır. Çalışmamızda, öncelikle Osmanlıda ahlak üzerine yapılan eserlerden öne çıkmış olanlardan kısaca bahsedilecektir. Daha sonra Diyarbakırlı Mehmet Said Paşa’nın hayatı ve kitapları hakkında kısaca bilgi verilecektir. Son kısımda da Said Paşa’nın yazdığı Tabsıratü’l-İnsan kitabı bağlamında ahlak anlayışı ortaya konulacaktır. İncelemelerimiz Said Paşa’nın ahlak konusunu mantıki ve duygusal bir bakış açısıyla ele aldığını göstermektedir. Eserinde kişiselleştirmeler yapan düşünür, ahlaklı bir insan olmak için hayatı boyunca hangi mücadeleleri vermesi gerektiğini fabl tarzında bir anlatımla aktarmaya çalışmaktadır. İnsanın doğumundan ölümüne kadar karşılaşabileceği ruhsal çatışmayı kişiselleştirerek düşüncelerini anlattığı eserini bir roman haline getirmiştir. Said Paşa, ahlak anlayışını açıklarken insanın yaptığı nefs terbiyesi mücadelesinde karşısına çıkan ilk kavramın pek hoşlanmasa da ciddi biçimde etkilendiği şehvet duygusu olduğunu belirlemekte ve daha sonra cehalet, hırs, yalan vs. olumsuz duygular ile açıklamalarına devam etmektedir. Said Paşa’nın düşüncesinde akıl ise hem nefs hem de şehveti ve diğer olumsuz duyguları terbiye altına almaya çalışan güç olarak ele alınmaktadır.
Kitapta ana karakter olan akıl, her davranışta dinin koyduğu kurallardan dışarı çıkmadan insanın akl-ı selim olarak eylemlerde bulunması gerektiğini bizlere öğütlemektedir. Ahlak terbiyecisi olan akıl karakteri, insan istenilen kemale erene kadar yanında ona rehberlik eden aile büyüğü ve hoca konumundadır. İnsana yanlış olanı anlatarak doğru yolu göstermekte, doğru yola sevk etmeye çalışmaktadır. İnsan zaman zaman isyan etmekte ve zaman zaman akıldan uzaklaşmaktadır. Ancak daha sonra başına gelen olumsuzluklardan vazgeçip af dilemek için akla koşmaktadır. Akıl da hatasını anlayıp af dileyen insanın düzelebilmesi için nasihat edip, doğru yolu göstererek yanlışlarını düzeltmesine ve doğruyu bulmasına yardım etmektedir. Bu çalışmada Diyarbakırlı Mehmet Said Paşa’nın ahlak kavramını nasıl ele aldığı ve temellendirdiği, insanlara nasıl aktarmaya çalıştığı anlatılarak, Ahlak Felsefesi alanına bir katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
İslam Felsefesi Diyarbakırlı Mehmet Said Paşa Ahlak 19. Yüzyıl Osmanlı Düşüncesi Ahlak Felsefesi
Etik Beyan Gerektirecek Bir Çalşma Değildir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 25 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 |