Bu makalede Elena Ferrante’nin Karanlık Kız (La figlia oscura, 2006) romanından uyarlanan Karanlık Kız (The Lost Daughter, Maggie Gyllenhaal, 2021) filminin Türkiyeli akademisyen anneler tarafından nasıl alımlandığı incelenmektedir. Filmin ana karakteri Leda’nın sadece anne değil, aynı zamanda akademisyen olması filmdeki olayların seyrini önemli ölçüde etkilemekte, onun akademisyen kimliği hikâyede en az anne olması kadar belirleyici olmaktadır. Dolayısıyla film feminist araştırmalar açısından önemli bir başlık olan anneliğe ilişkin tartışmalar yürütmek bakımından elverişli bir malzeme sunmaktadır. Bu çerçevede araştırma kapsamında Leda gibi akademisyen olan annelerle toplam 16 yarıyapılandırılmış derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışmada katılımcıların Karanlık Kız filmine ilişkin yorumları ile bağlamsal etkenler olarak ele alınan anneliğe dair dolaşımdaki söylemler arasında ilişki kurulmaktadır. İzleyicilerin film yorumlarıyla egemen ve marjinal annelik söylemleri arasındaki bağlantıları tartışmaya açarken ise, Janet Staiger’ın tarihsel materyalist yaklaşımından yararlanılmaktadır. Bunun yanı sıra görü- şülen akademisyen annelerin başta ana karakter Leda olmak üzere, filmdeki karakterlerle nasıl ilişkilendiği de irdelenmektedir.
Karanlık Kız alımlama annelik akademisyen annelik izleyicilik
Araştırma sürecinde katılımcılardan görüşmeler öncesinde rıza formu alınmış, kendilerine takma isimler verilmiştir. Ayrıca katılımcıların kimliklerinin anonim olarak kalmasını sağlamak üzere çalıştıkları üniversitelere ilişkin bilgi makalede yer almamaktadır.
Bize zaman ayıran, düşüncelerini ve duygularını paylaşarak bu çalışmayı yapmamızı mümkün kılan tüm katılımcılara, görüşmelerin deşifre edilmesi konusunda destek olan ve metnin son okumasını titizlikle yapan Ezgi Bugey’e ve deşifre işlemleri için teknolojik olanaklardan yararlanmamıza yardımcı olan Hakan Soner Şener’e çok teşekkür ederiz.
This article analyses how the film The Lost Daughter (Maggie Gyllenhaal, 2021), based on Elena Ferrante's novel The Lost Daughter (La figlia oscura, 2006), is received by academic mothers in Türkiye. The fact that Leda, the main character of the film, is not only a mother but also an academic significantly affects the plot of the film, and her identity as an academic is as important as being a mother in the story. Therefore, the film provides suitable material for discussions on motherhood, which is an important topic for feminist research. Within this framework, a total of 16 semi-structured in-depth interviews were conducted with mothers who are academics like Leda. The study analyses the relationship between the participants' interpretations of the film The Lost Daughter and the circulating discourses on motherhood, which are considered contextual factors. Janet Staiger's historical materialist approach is used to discuss the connections between audiences’ interpretations of the film and the dominant and marginal motherhood discourses. Moreover, how the interviewed academic mothers relate to the characters in the film, especially the main character Leda, is also examined in the study.
The Lost Daughter reception motherhood academic motherhood spectatorship
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları, Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 26 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 17 Sayı: 1 |