Osmanlı edebiyatı, klasik Türk edebiyatı vb. tabirlerle isimlendirilmiş olan divan edebiyatı aşağı yukarı altı yüz sene gibi uzun soluklu bir devrede varlığını sürdürmüştür. Klasik Türk edebiyatı her devir içerisinde farklı hususiyette eserler vermiş olan bir edebiyat olarak kabul edilmektedir. Klasik Türk edebiyatının varlık sürdürdüğü devir içerisinde eser vermiş sanatçılar kimi zaman beğenilerini göstermek için bazen de örnek aldıkları bir şairin şiirine benzer eserler vermek adına yeni eserler ortaya çıkarmışlardır. Ortaya çıkan bu eserlerden bazısı, örnek alınan şairin şiirine eklemeler yapılarak meydana getirilmiştir. Genç şair ya da aynı dönemde yaşadığı halde takdirini göstermek isteyen şairler tarafından yapılan bu eklemelerle birlikte ortaya yeni bir şiir çıkmaktadır. Terbi, taştir, tahmis, nazire vb. terimlerle isimlendirilen bu şiirlerin genel olarak ortak özellikleri, meydana getirilmiş yeni şiirin ya da temel şiire eklenen bölümlerin örnek alınan şairin şiirine şekil ve üslup açısından benzemesi şartı esas alınmıştır. Tüm zamanlarda divan şiirinde üstat olarak kabul gören Fuzûlî, Bâkî, Zâtî, Taşlıcalı Yahya vb şairlerin birçok şiirine kendi yaşadıkları devirlerde veya sonraki zamanlarda nazireler ya da tahmisler kaleme alınmıştır. Bu şekilde şiirlerine nazire, tahmis yazılan şairlerin belli başlılarından birisi de hiç şüphesiz ki Nabî’dir. Nâbî’nin klasikleşmiş birçok gazeli farklı dönemlerde yani kendisinden çok sonraları yaşamış şairler tarafından da tahmis ya da tanzir edilmiştir. Şairin, en fazla örnek alınarak yeni şiir yazmaları için dikkate aldıkları şiirlerinin başında “görmüşüz, unudılmış, içinde, olmaz, aşiyânemizün, zenbûrun vb” redifleriyle bilinen şiirleri gelmektedir. Yani kısaca hikemî tarzın büyük üstadı Nâbî’nin birçok şiiri farklı dönemlerde örnek alınarak benzer şiirler yazılmıştır. Gerek üslubu gerekse hikemi tarza öncü olarak kabul edilmesi sebebiyle birçok şair tarafından şiirleri örnek alınan Nâbî’nin “bilür bilmezlenür” redifli gazeli, Nabî sonrası devirlerde de en fazla tahmis edilen şiirler arasında yer almaktadır. Klasik Türk edebiyatı şairleri tarafından üstat olarak kabul gören Nabî’nin şiirlerini tahmis eden şairlerden birisi de son dönem divan şairlerinden olan Darendeli Mehmed Saib Efendi’dir. Hazırlanan bu çalışmada Mehmed Saib Efendi’nin Nâbî’nin bahsi geçen şiirine yazdığı tahmis değerlendirilmiş olup, her iki şairin üslubu ve şiire verdikleri mana hususiyetleri karşılaştırılmıştır.
Osmanlı Edebiyatı Nâbî Darendeli Mehmed Saib Bilür Bilmezlenür Tahmis.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Dışındaki Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 14 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 12 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 2 |