Hukukumuzda ilk defa Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile düzenlemeye kavuşan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde yargı uygulamasında varlığı kabul edilmeyen belirsiz alacak davaları, gerçekleştirilen düzenlemeyle beraber, özellikle yargı uygulamasında, çeşitli soru işaretlerini ve farklı uygulamaları da beraberinde getirmiştir. Bu soru işaretleri ve farklı uygulamalar belirsiz alacak davasının hangi koşulların varlığı altında açılabileceğinden başlayarak, yargılamanın sona ermesine kadarki süreçlere yönelik olacak şekilde kendini göstermiştir. Böylelikle, ilgili dava türü özelinde başlangıçtan sonuca kadar çeşitli belirsizlikler gündeme gelmiştir. Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda kapsamlı değişikliklerin gerçekleştirildiği 7251 sayılı Kanun sonrasında, belirsiz alacak davasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.107 hükmünde yapılan değişiklik de soru işaretlerinin ve farklı uygulamaların bertaraf edilmesini, tek başına, sağlamamıştır. Bu bağlamda, çalışmada, belirsiz alacak davalarının, bir anlamda ilgili dava türüne rengini veren parçası üzerinde durularak temel olarak talep sonucunun belirli hale getirilmesi ile ilgili çeşitli problemlere değinilmiş ve çalışma kapsamında özel olarak beş farklı ihtimal özelinde açıklamalar getirilmiştir. Bu çerçevede belirsiz alacak davalarında ıslah kurumunun uygulanabilirliği, kısmi davalardan farklı olarak ek dava ihtimalinin gündeme gelmeyeceği, talep sonucunun ikinci defa belirlenmesinin mümkün olduğu ve nihayet istinaf yargılaması sırasında da belirsiz alacak davalarına özgü olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.107 hükmünde yer alan belirlemenin yapılabileceği benimsenmiş, ayrıca belirsiz alacak davasının kısmi dava ile karşılaştırılması da sağlanmıştır.
The action for unquantified debt, which was first regulated by the Code of Civil Procedure and was not recognized in judicial practice during the period of the Code of Civil Procedure Law No. 1086, has introduced various questions and different practices, especially in judicial practice, with its regulation. These questions and different practices have emerged in various ways, ranging from the conditions under which an action for unquantified debt can be filed to the procedures followed until the conclusion of the proceedings. Thus, various uncertainties have arisen throughout the process, from the beginning to the outcome, particularly concerning this type of action. As a matter of fact, the amendment to Article 107 of the Code of Civil Procedure, introduced by Law No. 7251, which made comprehensive changes to the Code of Civil Procedure, did not, by itself, resolve the questions and different practices surrounding the action for unquantified debt. In this context, the study focuses on the aspect of the action for unquantified debt that, in a sense, defines the nature of this type of lawsuit. It primarily examines various issues related to the determination of the claim result and provides explanations for five specific scenarios within the scope of the study. In this context, the applicability of amendment in action for unquantified debt, the possibility of an additional lawsuit unlike partial action, the possibility of determining the procedural claim for the second time, and finally, the determination of Article 107 of the Code of Civil Procedure specific to action for unquantified debt can be made during the appeal proceedings have been adopted, and a comparison of the action for unquantified debt with the partial action has also been provided.
Action for Unquantified Debt Procedural Claim Amendment Partial Action
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 4 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 22 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 1 |