Madde bağımlılığı, erişilebilirliğin artmasıyla bireysel ve toplumsal düzeyde giderek karmaşıklaşan psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlara sebep olmakta ve toplumsal çözülme sürecini hızlandırarak küresel ölçekte önemli bir halk sağlığı meselesine dönüşmektedir. Bu bağlamda mindfulness (bilinçli farkındalık) temelli stratejiler, bireylerin mevcut anı tarafsız bir şekilde deneyimlemelerini mümkün kılarak dürtüsel davranışları dizginleme, öz-denetimi artırma ve bağımlılık döngüsünü sona erdirme noktasında etkili bir yöntem olarak dikkat çekmektedir. Bilişsel ve duygusal regülasyonu destekleyen bu yaklaşımlar, bireylerin içsel farkındalıklarını güçlendirerek, madde kullanımını tetikleyen stres faktörleriyle baş etmelerine yardımcı olmaktadır. Kabat-Zinn tarafından ortaya konulan bilinçli farkındalık prensipleri, bağımlılık tedavisinde uygulanabilir özellikleriyle, bireylerin psikososyal dengesini yeniden inşa etmeye yönelik işlevsel bir model sunmaktadır.
Bu makale, farkındalık temelli yaklaşımların madde bağımlılığı tedavisindeki etkisini, sosyal hizmet alanındaki uygulama potansiyelini ve bireysel iyileşme süreçlerine katkılarını incelemeyi hedeflemektedir. Bilinçli farkındalık yöntemlerinin bireylerin psikososyal iyilik halini güçlendirme, stres toleranslarını artırma ve bağımlılığı uzun vadede yönetme kapasitesini artırmadaki rolü tartışılmış; bu yaklaşımların sosyal hizmet sistemine entegrasyonunun olası katkıları disiplinler arası işbirliği bağlamında değerlendirilmiştir.
Madde Bağımlılığı Ruh Sağlığı Farkındalık Terapisi Sosyal Hizmet
Substance addiction causes increasingly complex psychological, social and economic problems at the individual and societal levels due to increased accessibility, accelerating the process of social disintegration and becoming a major public health issue on a global scale. In this context, mindfulness-based strategies stand out as an effective method to curb impulsive behaviors, increase self-control and end the cycle of addiction by enabling individuals to experience the present moment objectively. These approaches, which support cognitive and emotional regulation, help individuals cope with the stressors that trigger substance use by strengthening their inner awareness. The principles of mindfulness put forward by Kabat-Zinn offer a functional model for rebuilding the psychosocial balance of individuals with its applicable features in addiction treatment.
This article aims to examine the impact of mindfulness-based approaches in substance addiction treatment, their application potential in the field of social work and their contribution to individual recovery processes. The role of mindfulness methods in strengthening individuals' psychosocial well-being, increasing their stress tolerance, and enhancing their capacity to manage addiction in the long term is discussed; the possible contributions of integrating these approaches into the social work system are evaluated in the context of interdisciplinary collaboration.
Substance Addiction Mental Health Mindfulness Therapy Social Work
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Danışmanlık, Refah ve Toplum Hizmetleri, Sosyal Hizmetler (Diğer), Sosyal Psikoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2025 |
Gönderilme Tarihi | 4 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 25 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 18 Sayı: 1 |
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
![]()
Bu sitedeki eserler Creative Commons Attribution 4.0 International license ile lisanslanmıştır.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------