In this study, the novels The Artificial Silk Girl by the German writer Irmgard Keun and Fosforlu Cevriye by the Turkish writer Suat Derviş will be compared in the context of women and urban experience, and within the framework of the flâneuse type. The study will employ a sociological critique method, and the findings will be evaluated according to the Variation Theory, the most current approach in comparative literature. The existence of the flâneuse, its emergence process, and characteristics will be discussed, and the relationship between the prostitute and literature will be presented as an example of the flâneuse type. The type of prostitute, one of the first representatives of visibility in the public sphere, is found in both novels examined in this study, making the relationship between the f lâneuse and the life of a sex worker crucial to the study. Living in Weimar Germany, Keun presents the positive and negative aspects of the era through the eyes of Doris, who uses her sexuality for luxury and material gain. In 1932, when Keun wrote her novel, Derviş was working in newspapers and magazines while also studying in Berlin, and it is likely that she was aware of Keun's work. Although Derviş's work was written later, the fact that it takes place in 1930s Istanbul, its main character is a sex worker, and the significant emphasis on the relationship between women and the city, suggests the possibility of a comparative study between the two authors.
Bu çalışmada Alman edebiyatından yazar Irmgard Keun’un Das kunstseidene Mädchen ve Türk edebiyatından yazar Suat Derviş’in Fosforlu Cevriye romanları, kadın ve kent deneyimi izleğinde ve flanöz tipi kapsamında karşılaştırılacaktır. Çalışmada sosyolojik eleştiri yöntemi kullanılacak ve karşılaştırmalı edebiyatın en güncel yaklaşımı olan Varyasyon Kuramı uyarınca bulgular değerlendirilecektir. Çalışmada Varyasyon Kuramına genel hatlarıyla değinildikten sonra, flanöz kavramı üzerinde durulacaktır. Flanözün var olup olmadığı, varsa ortaya çıkış süreci ve özellikleri hakkında tartışmalardan bahsedilerek, flanöz tipinin bir temsilcisi olarak sunulan hayat kadını ve edebiyat ilişkisine yer verilecektir. Kadının kamusal alandaki görünürlüğünün ilk temsilcilerinden olan hayat kadını tipi, çalışmada incelenen her iki romanda da görüldüğünden, flanöz – hayat kadını ilişkisi, çalışma açısından önemlidir. Ele alınan her iki eserin de 1930’lu yıllarda geçmesi çalışma açısından belirleyici unsurlardır. Weimar dönemi Almanya’sında yaşayan Keun, eserinde dönemin olumlu ve olumsuz yönlerini lüks ve maddi kazanç için cinselliğini kullanan Doris’in gözünden okurlara sunmaktadır. Suat Derviş ise, Keun’un eserini yazdığı ve romanının çok satanlar listesine girdiği 1932 yılında, Berlin’de öğrenciliğinin yanında gazete ve dergilerde çalışmakta ve muhtemeldir ki Keun’un eserini bilmektedir. Derviş’in eserinin her ne kadar sonraki yıllarda yazılmış olsa da 1930’ların İstanbul’unda geçmesi, ana karakterinin bir hayat kadını olması ve kadın ve kent ilişkisine önemli ölçüde yer vermesi, iki yazar arasında karşılaştırmalı bir çalışma yapılabileceği düşüncesini doğurmuştur. Das kunstseidene Mädchen ve Fosforlu Cevriye romanlarındaki ana karakterler Doris ve Cevriye, flanözlük kapsamında okunarak, sırasıyla Berlin ve İstanbul’a, kalabalıklara, vitrinlere olan ilgileri açısından değerlendirilecektir. Ayrıca flanözün flanörden ne gibi açılardan farklı olduğu da yine kuramsal bilgilerin ışığında ve eserlerden hareketle açıklanmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dünya Dilleri, Edebiyatı ve Kültürü (Diğer) |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 19 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 53 |