Yapay zekanın (YZ) gelişimi, açıklama ve etiketleme için kapsamlı insan emeği gerektiren geniş veri kümelerine büyük ölçüde dayanmaktadır. YZ'nin özerk ve akıllı bir sistem olarak tasvir edilmesine rağmen, işlevselliği özellikle Küresel Güney'de güvencesiz dijital emeğe derinden bağımlıdır. YZ eğitiminde kritik bir süreç olan veri etiketleme, genellikle dış kaynaklı veya kalabalık kaynaklıdır ve çalışanları düşük ücretlere, iş güvencesizliğine ve sömürücü çalışma koşullarına maruz bırakmaktadır. Bu çalışma, YZ, emek ve küresel eşitsizliklerin kesişimini inceleyerek, Dijital Taylorizm ve verileştirmenin işçi gözetimini nasıl yoğunlaştırdığını ve insan emeğini parçalanmış, tekrarlayan görevlere nasıl indirgediğini vurgulamaktadır. Dijital terzihanelerin ve dijital bir alt sınıfın yükselişi, YZ gelişiminin Küresel Kuzey ve Güney arasındaki tarihi ekonomik bağımlılık modellerini nasıl sürdürdüğünü daha da göstermektedir. Kitle kaynaklı platformların ve dış kaynaklı emek piyasalarının analizi yoluyla, bu araştırma YZ'nin salt teknolojik bir ilerleme olduğu yönündeki baskın söyleme meydan okuyarak sosyoekonomik etkilerini ortaya koymaktadır. Bulgular, etik YZ geliştirme, işgücü uygulamalarında daha fazla şeffaflık ve işçileri sömürüden korumak için yapısal reformlara olan ihtiyacı vurgulamaktadır. Müdahale olmadan, YZ küresel eşitsizlikleri derinleştirme, serveti ve gücü yoğunlaştırma ve dijital ekonomideki sistemsel eşitsizlikleri güçlendirme riski taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Yapay Zeka, Dijital Emek, Kitle Kaynak, Dijital Taylorizm, Küresel Eşitsizlik, Verileştirme, Prekarya Emeği
Yapay Zeka Dijital Emek Kitle Kaynak Dijital Taylorizm Küresel Eşitsizlik Verileştirme Prekarya Emeği
The development of artificial intelligence (AI) heavily relies on vast datasets that require extensive human labour for annotation and labelling. Despite AI's portrayal as an autonomous and intelligent system, its functionality is deeply dependent on precarious digital labour, particularly in the Global South. Data labelling, a critical process in AI training, is often outsourced or crowdsourced, subjecting workers to low wages, job insecurity, and exploitative working conditions. This study examines the intersection of AI, labour, and global inequalities, highlighting how Digital Taylorism and datafication intensify worker surveillance and reduce human labour to fragmented, repetitive tasks. The rise of digital sweatshops and a digital underclass further illustrates how AI development perpetuates historical patterns of economic dependency between the Global North and South. Through an analysis of crowdsourcing platforms and outsourced labour markets, this research challenges the dominant discourse of AI as a purely technological advancement, revealing its socio-economic implications. The findings emphasize the need for ethical AI development, greater transparency in labour practices, and structural reforms to protect workers from exploitation. Without intervention, AI risks deepening global disparities, concentrating wealth and power while reinforcing systemic inequalities in the digital economy.
Artificial Intelligence Digital Labor Crowdsourcing Digital Taylorism Global Inequality Datafication Precarious Work
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Bilim ve Teknoloji Sosyolojisi ve Sosyal Bilimler, İletişim Sosyolojisi |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 25 Şubat 2025 |
| Kabul Tarihi | 15 Mayıs 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 15 |