Amaç: Çalışmanın amacı, bulaşıcı salgın hastalıkların ulusal ve uluslararası afet risk azaltma stratejilerine nasıl entegre edildiğini karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. Türkiye’nin Afet Risk Azaltma Planının (TARAP), benzer politika ve strateji belgeleriyle karşılaştırılarak güçlü yönlerin, geliştirilmesi gereken alanların ortaya çıkarılması hedeflenmektedir. Uluslararası politika çerçeveleriyle Türkiye’nin uyumu ve farklılıklarını ortaya koyarak afet ve sağlık yönetimi arasındaki ilişkiye dair kapsamlı bir analiz yapılmıştır.
Yöntem: Çalışma karşılaştırmalı nitel analize dayanmaktadır. Planlar, tematik kodlama yöntemi
kullanılarak dört temel başlık altında değerlendirilmiştir: yönetişim ve kurumsal yapı, erken uyarı ve dijital izleme sistemleri, toplumsal farkındalık ve eğitim politikaları ile finansal kaynak ve operasyonel hazırlık düzeyleri.
Bulgular: Karşılaştırmalı analiz, bulaşıcı salgın hastalıkların entegrasyonu açısından TARAP’ın diğer ülkelerin ulusal afet risk azaltma stratejileriyle arasında benzerlikler ve farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. İncelenen ülkelerde, sağlık sistemi dayanıklılığının artırılması, erken uyarı ve epidemiyolojik izleme mekanizmalarının güçlendirilmesi, kamuoyu farkındalığının artırılması, sektörler arası iş birliğinin teşvik edilmesi gibi stratejik önceliklere vurgu yapılmaktadır. Özellikle COVID-19 pandemisi sonrasında ülkeler, salgın hastalıkları afet politikalarının merkezine yerleştirmiş; dijital epidemiyolojik gözetim sistemlerine, etkili risk iletişim stratejilerine öncelik vermiştir. TARAP, salgın hastalıkları afet türü olarak sınıflandırarak uluslararası eğilimlerle uyum göstermektedir. Ancak afet sonrası dijital erken uyarı sistemlerinin uygulanması ve operasyonel kaynak tahsisinde ayrıntılı planlamanın eksikliği sürmektedir.
Sonuç: Bulaşıcı hastalıkların afet politikalarına entegrasyonu, güçlü sağlık sistemleri, etkin halk sağlığı eğitimi ve dijital altyapı yatırımlarını kapsayan çok sektörlü, bütüncül yaklaşımlar gerektirmektedir. TARAP, salgın hastalık risklerinin yönetiminde başlangıç noktası oluştursa da dijital izleme, finansal planlama ve paydaş koordinasyonu alanlarında geliştirilmesi gerekmektedir.
TARAP Bulaşıcı Hastalıklar Afet Risk Azaltma Sağlık Sistemi Dirençliliği Afet Politikası
Objective: This study aims to evaluate how infectious epidemics are integrated into national and international disaster risk reduction strategies comparatively. It aims to compare Türkiye's Disaster Risk Reduction Plan (TARAP) with similar policy and strategy documents to reveal strengths and areas for development. A comprehensive analysis of the relationship between disaster and health management revealed Türkiye's compliance and differences with international policy frameworks.
Method: The study is based on qualitative comparative analysis. The plans were evaluated under four main headings using a thematic coding method: governance and institutional structure, early warning and digital monitoring systems, public awareness and education policies, and financial resources and operational preparedness levels.
Results: The comparative analysis revealed that TARAP has similarities and differences with other countries national disaster risk reduction strategies regarding integrating infectious epidemics. In the countries examined, strategic priorities such as increasing health system resilience, strengthening early warning and epidemiological monitoring mechanisms, increasing public awareness, and encouraging intersectoral cooperation are emphasized. Especially after the COVID-19 pandemic, countries have placed epidemics at the center of their disaster policies; they have prioritized digital epidemiological surveillance systems and effective risk communication strategies. TARAP aligns with international trends by classifying epidemics as a type of disaster. However, the lack of detailed planning in implementing post-disaster digital early warning systems and operational resource allocation continues.
Conclusions: Integrating infectious diseases into disaster policies requires multi-sectoral, holistic approaches that include strong health systems, effective public health education, and digital infrastructure investments. Although TARAP is a starting point in managing epidemic risks, it must be developed in digital monitoring, financial planning, and stakeholder coordination
TARAP Infectious Diseases Disaster Risk Reduction Health System Resilience Disaster Policy
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 7 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 10 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 17 Sayı: 2 |