Milliyetçilik çalışmalarında uzun süre ihmal edilen milliyetçilik ile kutsal inançlar arasındaki ilişki, günümüzde devletlerin, devlet dışı aktörlerin ve siyasi liderlerin dinin duygusal repertuarına sıkça başvurmasıyla birlikte belirginlik kazanmıştır. Bununla birlikte, dini milliyetçiliğe ilişkin literatür kavramsal ve kuramsal düzeyde henüz yeterince olgunlaşmamıştır. Bu çalışma, kavramın içerdiği belirsizlikleri ele alarak, bu sorunu aşmak amacıyla üçlü bir kategori önerisinde bulunmaktadır. İlk kategoride, dinin etnik kimlikle özdeşleşmesi ve zamanla etnikleşmesi incelenirken; ikincide, dinin milli ideallerle bütünleşerek ulusal birliğin pekişmesindeki rolüne ışık tutulmaktadır. Üçüncü kategori ise, dini kimliğin medeniyet düzeyinde sınır inşası işlevine odaklanmaktadır. Çalışma, seküler ve dini milliyetçilik arasındaki karmaşık etkileşimlerin hibrit modeller ortaya çıkardığını ve
sekülerleşme ile dindarlaşma süreçlerinin esnek, bağlama duyarlı ve yeniden üretilebilir olduğunu savunmaktadır.
Nationalism studies have long overlooked the intricate relationship between the sacred and the profane, largely due to the tendency to reduce nationalism to a purely secular phenomenon. This, however, has shifted as states, non-state actors, and transnational organizations increasingly invoke the emotional repertoire of religion. Nevertheless, the scholarly literature on religious nationalism remains underdeveloped at both the conceptual and theoretical levels. This study addresses the conceptual ambiguity surrounding the term religious nationalism by proposing a threefold categorization to overcome this issue. The first category examines the alignment of religion with ethnic identity, including its transformation into an ethnic marker. The second explores how religion reinforces national unity by intertwining with national claims. The third focuses on the use of religion as a boundary marker at the civilizational level. This study argues that the complex interplay between secular and religious nationalism gives rise to hybrid models in which secularization and religiosity coexist as flexible processes that are constantly evolving and subject to change.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Siyaset |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Temmuz 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 18 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 21 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 118 |