Günümüzde uluslararası hukuk sistemi tüm ulusal hukuk sistemlerinden bağımsız olarak varlığını sürdürmektedir. Ancak, modern uluslararası hukukun Vestfalya Barış Andlaşması sonrasında inşa edilmesi, uluslararası hukukun Anglosakson hukuk sistemi ve Kara Avrupası hukuk sistemi ile yetişen hukukçular tarafından geliştirilmesi sonucunu oluşturmuştur. Bu sebeple, İslam hukuk sisteminin uluslararası hukuku ilgilendiren konulara ilişkin getirdiği anlayış yeteri kadar bilinmemektedir. Eylemlerini İslam hukuku ile meşrulaştırmak isteyen militan grupların dayandıkları gerekçelerin aslında İslam hukukuna uygun olup olmadığının tespiti önem arz etmektedir. Çalışmada, İslam hukukunda kuvvet kullanımına ilişkin kurallar incelenmiştir. İslam hukuku kuvvet kullanmaya ancak başka hiçbir çıkar yolun kalmadığı durumda ve meşru müdafaa hali ile zulme uğrayan veya kendini savunamayacak durumda olanların savunulmasında izin vermektedir. Klasik anlamda kuvvet kullanma hakkına sahip olan tek müessese ise devlettir. Oldukça ender koşullarda önleyici meşru müdafaaya da başvurmak mümkündür. Kuvvet kullanımını haklı gösteren durumların oluşması halinde ise devlet, bu hakkı askeri gereklilik, insancıllık, orantılılık ve ayrım gözetmeye ilişkin kısıtlamalar çerçevesinde kullanabilecek ve barış seçeneğine her daim açık olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Temmuz 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 18 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 31 Sayı: 1 |