Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 1959’dan beri devam eden ilişkiler günümüzde kurumsal düzeyde ciddi
bir tıkanıklıkla karşı karşıyadır. Gerek Avrupa Parlamentosu gerekse Komisyon tarafından 2013’ten bu
yana yayınlanan raporlarda Türkiye’nin üyelik için Kopenhag şartlarını sağlayamadığı ve her geçen gün
üyelik perspektifinden uzaklaştığı savunulmaktadır. Taraflar arasında birçok siyasi konuda derin ayrışmalar
söz konusu olsa da özellikle ekonomi sahasında yüksek düzeyli bir karşılıklı bağımlılık bulunmaktadır. Bu
makale, stratejik özerklik ile karşılıklı bağımlılık arasında sıkışan Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini ve taraflar
arasındaki çok boyutlu etkileşimleri analiz etmektedir. Çalışma, içinde bulunduğu siyasi kriz ortamından
kurtulamayan Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin kriz merkezli düzlemden çıkarak yeni bir iş birliği modeli
temelinde sürdürülebilir ve rasyonel bir yapıya kavuşmasının yollarını tartışmaktadır. Netice itibarıyla makale,
tarafların güvenlik ve dış politika konularında daha fazla ayrışabileceğini fakat ekonomideki karşılıklı bağımlılık
unsurlarının ilişkilerdeki gerilimi kontrol altında tutmaya devam edeceği sonucuna ulaşmıştır. Bununla
birlikte makale, alakart usulle her iki tarafa fayda sağlayabilecek bir iş birliği modeline odaklanmaktadır.
Avrupa Birliği Karşılıklı bağımlılık Kopenhag şartları Stratejik özerklik Türkiye
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Siyaset |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 28 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 20 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 21 Sayı: 68 - Yeni Dünya Yeni Düzen: Küresel Sistemin Geleceğinde Türkiye |
Muhafazakar Düşünce Dergisi