Edebiyat toplulukları ve bu toplulukların mensuplarının şiir üzerine yazdıkları manifesto, önsöz ve nesir formundaki diğer üretimler, genel anlamda şiir üzerinde bireysel veya kolektif bir düşünme çabası olduğu için herhangi bir dönemde neyin edebiyat olup olmadığını belirlemeye çalışan normatif poetikalar olarak dikkat çeker. Yirminci asır modern Türk edebiyatında giderek belirginleşen edebiyat topluluklarının edebiyat için yeni normlar belirlemeyi amaçlayan poetika üretimleri bir yandan şiir ve poetika ilişkisi üzerinde yeniden düşünmeyi zorunlu kılarken öte yandan edebiyatın oluşagelen farklı anlaşılma tarzlarının tarihsel ve teorik düzlemde bir yeniden okuması olması nedeniyle edebiyat teorisi ve tarihi yazımı açısından da kritik soruları beraberinde getirir. Bu makalede öncelikle edebiyat topluluklarının şiirlerini poetikaya ihanet veya sadık kalamama şeklinde yorumlayan düşünme tarzı analize tabi tutulur, daha sonra ise bu şiir-poetika ilişkisinin edebiyatı edebiyatsızlaştırdığı iddia edilir. Son olaraksa, şiir ve poetika arasında, birinin diğerini baskılamadığı ve diyalojik yapıda bir ilişkinin imkânları için bilhassa “ihanet” ve “sadakat” kavramları yeniden poetik düzlemde yorumlanarak bu kavramlara dair değişimin edebiyat teorisi ve tarihi için imkânları belirginleştirilmeye çalışılır.
The productions in the form of manifestos, prefaces, and prose, written by literary societies and their members, deserve attention as normative poetics that aim to determine what is and is not literature in any period, and as an effort to think about poetry individually or collectively. The poetic productions of literary societies, which have become increasingly evident in twentieth-century modern Turkish literature, aim to determine new literary norms. On the one hand, they make it necessary to rethink the relationship between poetry and poetics. On the other hand, these poetics also raise critical questions in terms of literary thought as they are a re-reading of different ways of understanding literature on a historical and theoretical plane. For this reason, this paper first analyzes the way of thinking of literary societies that interpret their poetry as a betrayal or not being faithful to poetics, and then it claims that this poetry-poetics relationship renders literature as nonliterary. Finally, it reinterprets the relationship between poetry and poetics in which the one does not suppress the other, and it explores the dialogical structure, especially within the concepts of betrayal and loyalty on the poetic plane. In addition, this paper tries to clarify the possibilities of the change in these concepts within literary theory and history.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Teori, Edebi Çalışmalar (Diğer), Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makalesi (Dosya Dışı) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 5 |
Yazarlar, yayımlanmak üzere Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisi’ne gönderdikleri eserlerin tüm yayın haklarını saklı tutmakla birlikte, eserlerini Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY 4.0) kapsamında paylaşmayı kabul ederler. Bu lisans uyarınca, başkaları eseri uygun atıf yapmak koşuluyla paylaşabilir, çoğaltabilir, dağıtabilir ve yeniden kullanabilir. Ancak yazarların adı, çalışmanın başlığı ve derginin adı her kullanımda açıkça belirtilmelidir. Nesir, yazarların telif haklarını ellerinde tutmalarına izin verir; yalnızca eserin ilk yayım hakkına sahiptir.