Sosyal güvenlik, eşitsizliklerin derinleştiği çağımızda insan onuruna yakışır şekilde yaşama olanağının güçlü bir denge noktasıdır. Ombudsmanlık kurumları bu dengenin hak temelli bir yaklaşımla korunmasında kritik bir işleve sahiptir. Üretim ve bölüşüm ilişkilerindeki çelişkiler karşısında ve sosyal güvenlik hakkının korunmasında ombudsmanlığın nerede durduğu Türkiye için önemli bir sorudur. Öyle ki bu sorunun cevabı, insan haklarına ve sosyal adalete dayalı bir ekonomi politik ideasına sahip Türkiye’de birey-devlet ilişkisinin gerçekte nerede kurulduğuna dair kritik ipuçları içermektedir. Bu bağlamda çalışma Türkiye Ombudsmanlık Kurumu’na sosyal güvenlik hakkının korunması için yapılan başvuruları, alınan kararları ve bu kararların işlevselliğini analiz etmektedir. Elde edilen bulgular sosyal güvenlik hakkı temelinde yapılan başvuru sayısının görece yüksek, alınan kararların idari adalet sağlamada yön gösterici ancak kamu kurumlarının haklarında verilen kararlara uyma iradesiyle sınırlı etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun nedeni, kararların tavsiye niteliğinde olması ve idarenin tavsiye kararına uymaması halinde, sosyal güvenlik hakkı ihlal edilen kişiler için idari başvuru yollarının büyük ölçüde tüketilmiş olmasıdır. Bu ise aynı idareler aleyhine benzer konularda mükerrer başvurulara sebebiyet vererek ombudsmanlık mekanizmasının işlevselliğine gölge düşürmektedir. Çalışma, söz konusu işlevselliğin geliştirilerek ileriye taşınması için sosyal güvenlik gibi çok katmanlı bir hak alanında bugünden yarına atılması gereken adımlara dair güncel bir yaklaşım ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Ombudsmanlık Sosyal Güvenlik Tavsiye Kararı Hak Temelli Yaklaşım
Social security is a powerful balance point of the possibility to live with human dignity in our age of deepening inequalities. Ombuds have a critical function in the protection of this balance with a rights-based approach. Where the ombud system stands in the face of contradictions in production and distribution relations and in the protection of the right to social security is an important question for Türkiye. In fact, the answer to this question contains critical clues as to where the individual-state relationship is actually established in Türkiye, which has an economic policy ideal based on human rights and social justice. In this context, the study analyses the applications made to the Ombud Institution of Türkiye with a focus on the right to social security, the decisions taken and the functionality of these decisions. The findings reveal that the number of applications made on the basis of the right to social security is relatively high, the decisions taken are guiding in providing administrative justice, but their impact is limited to the will of public institutions to comply with the decisions taken against them. This is because the ombud’s decisions are advisory in nature and when the administration does not comply with the recommendation, administrative remedies are largely exhausted for people whose right to social security is violated. This leads to duplicate applications against the same administrations on similar issues, which casts a shadow on the functionality of the ombud mechanism. The aim of the study is to present an up-to-date approach to the steps that need to be taken from today to tomorrow in a multi-layered area of rights such as social security, in order to improve and develop this functionality.
Ombud Social Security Recommendation Decision Right Based Approach
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku |
Bölüm | 2025 22. SAYI |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 4 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 22 |