Amaç: Helicobacter pylori, mide mukozasında yaşayan gram-negatif, çok kamçılı bir bakteridir ve kronik antral gastrit, peptik ülser, mide lenfoması ve mide adenokarsinomu gibi ciddi mide hastalıklarının oluşumuna katkıda bulunur. Bu bakterinin dünya genelindeki yaygınlığı ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle ters orantılı olup, düşük sosyoekonomik koşullarda daha sık görülmektedir. Yayılma yolları kesin olarak bilinmemekle birlikte, fekal-oral ve oral-oral yollarla bulaştığı düşünülmektedir. Küresel enfeksiyon oranı %50 civarındadır.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, 2018-2023 yılları arasında hastanemize başvuran 40784 hastadan alınan dışkı örneklerindeki H. pylori antijen varlığı retrospektif olarak incelenmiştir. Testler, MICROCULT (Biotech, China) kitleri kullanılarak gerçekleştirilmiş ve sonuçlar yaş, cinsiyet ve coğrafi bölgelere göre analiz edilmiştir.
Bulgular: Sonuçlara göre genel H. pylori pozitiflik oranı %14,47 olarak tespit edilmiştir. Kadınlarda (%16,73) pozitiflik oranı erkeklere (%11,64) göre daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca çocuklarda pozitiflik oranı %6,46, yetişkinlerde ise %16,77 olarak kaydedilmiştir. Bölgesel analizde Güneydoğu Anadolu Bölgesi %25,71 ile en yüksek pozitiflik oranına sahipken, Karadeniz Bölgesi %11,95 ile en düşük orana sahip olmuştur. Ankara ilçelerinde Altındağ %17,09 ile en yüksek orana sahipken, Etimesgut %8,79 ile en düşük oranı göstermiştir.
Sonuç: Son yıllarda H. pylori prevalansında düşüş gözlenmiştir, ancak özellikle düşük sosyoekonomik bölgelerde enfeksiyon oranları yüksek seyretmektedir. Çalışma, altyapı, hijyen ve yaşam standartlarındaki iyileştirmelerin enfeksiyon oranlarını azaltmada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Ayrıca, kadınlarda ve yaş ilerledikçe pozitiflik oranlarının arttığı tespit edilmiştir. H. pylori'nin yaygınlığının azaltılması için yeni tanı ve tedavi stratejilerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Aim: Helicobacter pylori is a gram-negative, multi-flagellated bacterium that resides in the gastric mucosa and is a significant cause of chronic antral gastritis, peptic ulcers, gastric lymphoma, and adenocarcinoma. Its prevalence is inversely related to socioeconomic development, with higher rates in developing countries. The bacterium is believed to spread primarily through fecal-oral and oral-oral routes, with an estimated global infection rate of around 50%.
Material and Methods: This study retrospectively examined the presence of H. pylori antigen in stool samples from 40784 patients admitted to our hospital between 2018 and 2023. The tests were performed using MICROCULT (Biotech, China) kits and the results were analysed according to age, sex and geographical regions.
Results: The overall positivity rate was found to be 14.47%. Female had a higher positivity rate (16.73%) compared to male (11.64%). The positivity rate was 6.46% in children and 16.77% in adults. The highest regional positivity was observed in the Southeastern Anatolia region (25.71%), while the lowest was in the Black Sea region (11.95%). In Ankara, Altındağ district had the highest positivity rate (17.09%), while Etimesgut had the lowest (8.79%).
Conclusion: The study highlights a decline in H. pylori prevalence in recent years, though higher rates persist in less developed regions, underscoring the need for improved infrastructure, hygiene, and targeted screening and treatment strategies.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Tıbbi Mikrobiyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mayıs 2025 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 15 Sayı: 2 |