Geç kapitalizmde müzelerin geldiği nokta kültür nesnelerinin sergilenişinden mekânın özçekim
ile harmanlanan gösterimine dönüşmüş durumdadır. Türkiye’de resmi statüde müze
olarak tanımlanmayan ancak birer kültür endüstrisi işletmesi olarak faaliyet gösteren özçekim
(selfie) müzeleri bu değişimde kilit bir rol oynamaktadırlar. Sergileme ile gösteri
arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran mekânı deneyimleme kültürünün; özçekim müzeleri
aracılığıyla, 21. yüzyıl toplumunun gözünde mekânı nasıl dönüştürdüğü bu çalışmanın
temel araştırma konusunu oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında amaçlı örneklem olarak
seçilen özçekim müzelerinin, deneyim ekonomisine adaptasyonu neticesinde, deneyim
mekânı üretiminin somut örneklerini oluşturduğu öngörülmektedir. Çünkü özçekim müzeleri
mekânı deneyimleme eylemimizi yeniden düşünmeye yardımcı olabilecek geç kapitalizmin
sanat anlayışına dair potansiyel bir dizi çelişkinin ve uyumlanmanın birleşimini
sunmaktadır. Bu açıdan makale özçekim müzelerinde üretilen mekânların deneyim ekonomisine
nasıl gömüldüğünü sorgulamak amacı ile Türkiye’deki özçekim müzelerine dair
netrografik bir analiz ortaya koymaktadır. Araştırma yöntem olarak; mekân ile etkileşime
giren medya ortamlarında “instagramlanabilir mekân” deneyimi hizmeti sunan ve müze
olarak isimlendirilen işletmelere dair kapsamlı bir vaka analizini içermektedir. Bu amaçla
öncelikle geç kapitalizm döneminde kültür endüstrisinin anlamı irdelenmekte; siber
dünyada ve sosyal medya üzerindeki özçekim paylaşımları, özçekim müzelerinde üretilen
mekânlar bağlamında incelenmektedir. Erişilen bulguların değerlendirilmesiyle geleneksel
müzelerin sunduğu deneyimden farklı olarak, özçekim müzelerinin mimariyi kullanarak
deneyim ekonomisi ile uyumlandıkları, böylelikle sergi alanlarının deneyim mekânlarına
dönüştüğü, bu durumun da geç kapitalizmdeki sanat anlayışının bir yansıması olduğu
sonuçlarına varılmaktadır.
Özçekim müzeleri Instagram Deneyim mekânı Geç kapitalizm Deneyim ekonomisi.
In late capitalism, museums have shifted from exhibiting cultural objects to presenting spaces
that blend with selfies. Selfie museums in Turkey, which are not officially recognized as
museums but operate as culture industry enterprises, play a key role in this transformation.
How the culture of experiencing space, which blurs the line between exhibition and spectacle,
transforms space in the eyes of 21st century society through selfie museums is the main
research topic of this study. Within the scope of this study, it is anticipated that the selfie
museums selected as purposeful samples serve as concrete examples of experience space
production through their adaptation to the experience economy. Selfie museums present
a combination of contradictions and alignments inherent in the late capitalist understanding
of art, offering a framework for rethinking how we experience space. In this regard,
the article conducts a netnographic analysis of selfie museums in Turkey to examine how
the spaces produced within them are embedded in the experience economy. As a research
method, the study includes a comprehensive case analysis of businesses labeled as museums
that provide an “Instagrammable space” experience service in media environments interacting
with space. To achieve this, the study first explores the meaning of the cultural industry
in the late capitalist era and examines selfie-sharing practices in cyberspace and social
media within the context of spaces produced in selfie museums. The evaluation of the findings
indicates that, unlike traditional museums, selfie museums align with the experience
economy through their use of architecture, transforming exhibition spaces into experience
spaces; ultimately reflecting the late capitalist conception of art.
Selfie museums Instagram Space of experience Late capitalism Experience economy
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Görsel Kültür |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 15 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 15 Sayı: 1 |