Sinema, kendinden önceki sanat formlarına kıyasla çok genç olmasına karşın bu formlar içerisinde belki de en popüleri ve çok sayıda izleyiciye ulaşmayı başarabileni olmuştur. Bununla birlikte üzerinde daha fazla tartışılan ve ölümü veya sonu ilan edilen ender sanat formları arasındaki yerini de almıştır. Felsefe tarihinden gelen sanatın sonu-ölümü tartışmaları başta edebiyat ve geleneksel anlatı gibi yazınsal formları, fotoğraf makinasının icadıyla birlikte de görsel sanatları odağına almakla birlikte hareketli resimler ve sesle bir hikaye anlatmayı mümkün kılan sinema hem kendinden önceki sanat formlarının sonunun habercisi olmakla itham edilmiş hem de gelişen her yeni teknolojiyle bir sanat olarak kendi sonunun-ölümünün ilanıyla yüzleşmiştir. Bu bakımdan çalışmada, yaşamsal fonksiyonların yitirilmesi, sona ermesi olan ölüm ve şu ana kadar var olan ama artık olmayan anlamına gelen son kavramları ile ilişkilendirilen sinemanın sonu-ölümü araştırma konusu edilmektedir. Çalışmada tarihsel süreçte sıkça iddia edildiği gibi sinema için bir sondan-ölümden söz etmek mümkünse bunun ne zaman gerçekleştiği, sinema ölmüş-sona ermiş ise bugün sinema olarak bahsedilen şeyin ne olduğu sorgulanmaktadır. Bu açıdan çalışmada ilk olarak sanatın sonu-ölümü üzerine süregelen felsefi devamında ise sinemanın sonu-ölümü merkezli tartışmalara odağa alınarak son-ölüm ilanından kastedilenin ne olduğu ortaya çıkarılacaktır.
sanatın sonu-ölümü sinemanın sonu-ölümü yeni teknoloji sanat felsefesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sinema Kuramları, Sinema ve Estetik, Sinema (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 27 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 19 |