Afetler, insanlık tarihinin başlangıcından beri toplumları ve medeniyetleri şekillendirmede etkili olmuştur. Tarih boyunca depremler, kasırgalar, seller, savaşlar, iç çatışmalar, nükleer patlamalar ve diğer bütün afetler, bir taraftan fiziksel yapıların diğer taraftan da birey, grup ve toplumların dirençliliğini test etmiştir. Fakat, afetlerin neden olduğu yıkımın boyutunu belirleyen sadece onların şiddeti değil, aynı zamanda karşılaştıkları yapı, birey ve toplulukların kırılganlığıdır da. Dolayısıyla, kırılganlık kavramını derinlemesine incelemek ve buna dönük politikalar geliştirmek afetlere karşı daha dirençli kentler, yapılar ve toplumlar oluşturmanın anahtarı olabilir. Bu çalışmada, “kırılganlık zincirlerini kırmanın” afetlerle başa çıkmanın ve afet risklerini azaltmanın en etkili yollarından birisi olacağı ileri sürülmektedir. Bunun için de afetlerde kırılganlık biçimlerinin neler olduğuna dair genel bir çerçeve oluşturularak, bu kırılganlıklarla nasıl mücadele edilebileceği tartışmaya açılmakta ve “kırılganlıkları kırmaya” dair bazı önerilerde bulunulmaktadır. Afetlerin yıkıcı etkilerine karşı toplumların kırılganlığını anlamak ve azaltmak için kritik bir perspektif sunan bu çalışmada, afetlerle mücadele etmek ve afetlerin zararlarını en aza indirgemek için “topluluk direncini artırmak” bir seçenek olduğu gibi, “kırılganlıkları kırmanın” da önemli bir seçenek olduğunun altı çizilmektedir.
Afetler Afet Sosyolojisi Kırılganlık Dirençlilik Afetlerle Mücadele Toplumsal Dirençlilik
Disasters have been effective in shaping societies and civilisations since the beginning of human history. Throughout history, earthquakes, hurricanes, floods, wars, civil conflicts, nuclear explosions and all other disasters have tested the resilience of physical structures on the one hand and individuals, groups and societies on the other. However, it is not only their severity that determines the extent of destruction caused by disasters, but also the vulnerability of the structures, individuals and communities they encounter. Therefore, analysing the concept of vulnerability in depth and developing policies towards it may be the key to building more resilient cities, structures and societies against disasters. In this study, it is argued that “breaking the chains of vulnerability” will be one of the most effective ways of coping with disasters and reducing disaster risks. For this purpose, a general framework on what are the forms of vulnerability in disasters is established, how these vulnerabilities can be combated is opened to discussion and some suggestions on “breaking the chains of vulnerability” are made. In this study, which offers a critical perspective to understand and reduce the vulnerability of societies against the destructive effects of disasters, it is underlined that “increasing community resilience” is an option as well as “breaking vulnerabilities” is an important option to combat disasters and minimise the damages of disasters.
Disasters Disaster Sociology Vulnerability Resilience Combating Disasters Social Resilience
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Beşeri Coğrafya (Diğer), Sosyal Politika (Diğer), Kent Sosyolojisi ve Toplum Çalışmaları, Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2025 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 56 |