Bu çalışmayla Keraitai antik kentinin savunma yapılarının ilk kez tanıtılması ve mimari literatürüne kazandırılması planlanmaktadır. Böylece kentin savunma planının ortaya çıkarılması, savunmayı oluşturan sur, kule, kapı gibi birimlerin mimari ve askeri özelliklerinin tanımlanması, kent savunmasının tarihsel kimliğinin belirlenmesi ve açıklanması amaçlanmaktadır. Kent günümüzde Burdur İli sınırları içinde yer alırken, antikçağda ise Pisidia Bölgesi’nin dağlık bir kenti konumundadır. Bölgedeki kentlerin MÖ 3.-1. yy’larda Hellen kentleşme programıyla urbanistik gelişimleri sağlanırken, MS 1.-3. yy’lar arasında ise imparatorluğun imar faaliyetleriyle bayındırlık ve iskan işleri tamamlanmıştır. Keraitai’nin kentsel yapıları, bu gelişimin bir parçasıdır. Kent, korunaklı bir savunma sistemi ve planına sahiptir. Bu sistemi oluşturan sur, kule ve kapı şeklindeki birimlerin mimari özellikleri, çevredeki kentlerin ve yerleşimlerin savunma yapılarına ait mimari özelliklerden farklıdır. Buradaki farklılığın sebepleri arasında Hellenistik-Roma İmparatorluk Dönemi’nde uygulanan siyasi, askeri ve sosyo-iktisadi politikalar, mimari alandaki teknik kullanım ve işçilik ile dönemsel özellikler gösterilebilir. Bu politikalar emperyalist yönetimler tarafından Pisidia Bölgesi’nde o kadar planlı ve güçlü uygulanmıştır ki, kentlerin Hellenistik-Roma İmparatorluk Dönemi öncesi var ise de artık ya tahrip olmuştur ya da başka yapılar için inşa malzemesi olarak veya tekrardan tasarlanarak farklı bir yapı / mekan olarak kullanılmıştır. Bu sebeple bölgedeki kentlerin birçoğunun Hellenistik Dönem’den önceki tarihsel süreci tartışma konusudur. Nitekim Keraitai’nin savunma yapıları, Hellen kentleşme programıyla inşa edilmiş veya geliştirilmiş kentlerden oldukça farklı mimari özellikler taşıdığından ötürü savunma mimarisinin tarihsel durumu sorgulanmaya başlanmıştır. Bu konudaki araştırmalarımız ile kent savunmasının mimari özelliklerinin, Klasik-Erken Hellenistik dönemlere ait kentlerin savunma mimarisi özellikleriyle yakın benzerlik oluşturduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca savunma mimarisinin bazı bölümlerinin Arkaistik özellikler taşıdığı da tespit edilmiştir. Kentin Akropolis modelli kent planı, Akropolis’teki In antis planlı tapınak, MÖ 6.-4. yy’lara ait black-on-red grubu seramik örnekleri ve Herme amuleti buluntusu, bu yaklaşımımızı güçlendiren arkeolojik verileri oluşturur.
With this study, it is planned to introduce the ancient city of Ceraitai’s defense buildings for the first time and to incorporate them into the architecture literature. Thus, it is aimed to reveal the city’s defense plan, to identify the architectural and military characteristics of the units that comprise the defense, such as the walls, towers, and gates, and to establish and explain the city’s historical identity. While the city is now located within the borders of Burdur province, it was a mountain city in the Pisidia Region in ancient ages. Between the 3rd and 1st centuries BC, the Hellenic urbanization program developed the region’s cities. Later, in the 1st and 3rd centuries AD, the infrastructure improvements and settlement projects / works of the cities were completed thanks to the construction activities / architectural works of the empire. Ceraitai’s urban structures are also included in this development. The city is built with a protected/powered defense system and strategy. However, the architectural features of units such as walls, towers and gates that make up this system are different from the surrounding cities and settlements. The Hellenistic- Roman Empire Period’s political, military, and socioeconomic strategies, technical uses and workmanship in the architectural area, and periodical features all contribute to the difference here. These policies were implemented so strongly and in a planned manner by the imperialist administrations in the Pisidia Region that even if the cities were founded before the Hellenistic-Roman Empire Period, their possible structures were either demolished or used as building materials for other structures, or they were redesigned to create a different structure was used as space. For this reason, the historical development of the most of cities before to the Hellenistic Period is uncertain and debatable. Since the defensive structures of Ceraitai have architectural characteristics that are quite distinct from those of cities built or developed under the Hellenic urbanization program, the historical context of the defense architecture has been called into question. Our research on this subject has revealed that the architectural characteristics of the city defense are closely similar to those of the defense architecture of cities belonging to the Classical-Early Hellenistic periods. It has also been determined that some parts of the defense architecture have Archaistic features. The Acropolis city plan, the In antis planned temple on the Acropolis, the black-on-red ceramics dating from the 6th to 4th century BC, and Herme amulet archaeological evidence that supports our approach.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 33 |
Vedat Dalokay Caddesi No: 112 Çankaya 06670 ANKARA
tuba-ar@tuba.gov.tr
(+90) (212) 219 16 60
TÜBA-AR Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi / Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology (TÜBA-AR), dergide yayımlanan makalelerde ifade edilen görüşleri resmî olarak benimsememekte ve derginin basılı ya da çevrim içi sürümlerinde yer alan herhangi bir ürün veya hizmet reklamı konusunda garanti vermemektedir. Yayımlanan makalelerin bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Makalelerle birlikte gönderilen resim, şekil, tablo vb. materyaller özgün olmalı ya da daha önce yayımlanmışlarsa, hem basılı hem de çevrim içi sürümlerde yayımlanmak üzere eser sahibinden alınmış yazılı izinle birlikte sunulmalıdır. Yazarlar, makaleleri yayımlanmak üzere kabul edildiğinde tüm yayın haklarını derginin yayıncısı olan Türkiye Bilimler Akademisine (TÜBA) devrettiklerini kabul ederler. Yayımlanan tüm içeriklerin (metin ve görsel materyaller) telif hakları dergiye aittir. Dergide yayımlanmak üzere kabul edilen makaleler için telif hakkı ya da başka bir ad altında ödeme yapılmaz ve yazar(lar)dan makale işlem ücreti alınmaz; ancak yeniden baskı (reprint) talepleri yazarın sorumluluğundadır.
Bilimsel bilgi ve araştırmalara küresel açık erişimi teşvik etmek amacıyla TÜBA, çevrim içi olarak yayımlanan tüm içeriklerin (aksi belirtilmedikçe) okuyucular, araştırmacılar ve kurumlar tarafından serbestçe kullanılmasına izin vermektedir. Bu kullanım, eserin kaynağının belirtilmesi koşuluyla ve ticari amaç dışında, herhangi bir değişiklik yapılmaksızın Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) lisansı kapsamında mümkündür. Ticari kullanım için lütfen yayıncı ile iletişime geçiniz.