Bu araştırmada, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmen adaylarının akademik öz-yeterlik düzeyleri ile mesleki kaygı arasındaki ilişki incelenmiştir. Öz-yeterlik, bireyin belirli bir görevi başarıyla yerine getirebileceğine dair inancını ifade ederken, aynı zamanda kişinin kendi yetilerini kullanarak zorluklarla başa çıkabileceğine yönelik değerlendirmesini de kapsamaktadır. Bu kavram, farklı alanlarda olduğu gibi eğitim bağlamında da önemli olup, akademik öz-yeterlik bireyin akademik bir görevi belirli bir yeterlilik düzeyinde gerçekleştirebilme inancı olarak tanımlanmaktadır. Öte yandan, mesleki kaygı; bireylerin mevcut ya da gelecekteki mesleki yaşamlarında karşılaşabilecekleri belirsizlikler ve zorluklara dair hissettikleri olumsuz duyguları ifade etmektedir. Bu kaygı türü, iş yükü, performans beklentisi, iş güvencesizliği ve kariyer gelişimi gibi unsurlardan kaynaklanmakta olup bireyin mesleki performansı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Aşırı iş yükü, görevlerin zamanında ve verimli şekilde yerine getirilmesini zorlaştırmakta, bu durum ise bireyin ruhsal sağlığını tehdit eden psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle çalışmada akademik öz-yeterlik ile mesleki kaygı arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma nicel desenle planlanıp yürütülmüştür. Nicel araştırma desenlerinden nedensel araştırma yöntem olarak kullanılmıştır. Cinsiyet, öğrenim görülen bölüme isteyerek gelip gelmeme durumları ve sınıfa göre akademik öz-yeterlik ve mesleki kaygı değişkenleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Veri toplama aracı olarak Akademik Öz-yeterlik Ölçeği ve Öğretmen Adaylarına Yönelik Mesleki Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Bu araştırmanın evrenini Türkiye genelinde öğrenim gören ilahiyat fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemi ise bu evrenden, basit rastgele örnekleme yöntemiyle belirlenen bir öğrenci grubundan meydana gelmektedir. Bu yöntem, bilimsel araştırmalarda sıkça tercih edilen ve katılımcıların evrendeki tüm bireyler arasından eşit olasılıkla seçilmesini öngören bir örnekleme tekniğidir. Araştırmanın uygulama alanı olarak Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi belirlenmiş ve örneklem büyüklüğünü hesaplamak amacıyla uygun istatistiksel formül kullanılmıştır. Belirlenen evren büyüklüğü ve kabul edilen hata payı doğrultusunda örneklem büyüklüğü hesaplanmış ve elde edilen sonuç doğrultusunda seçilen katılımcı sayısının yeterli olduğu değerlendirilmiştir. Çalışmaya Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenim görmekte olan 120’si erkek ve 280’i kız olmak üzere toplam 400 öğretmen adayı katılmıştır. Verilerin analizinde SPSS-22 programı kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının akademik öz-yeterlikleri ve mesleki kaygılarına ilişkin toplam puan ortalamaları hesaplanmıştır. Veriler t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve basit doğrusal regresyon analizi ile test edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre DKAB öğretmen adaylarının akademik öz-yeterlikleri orta seviyededir. Alt faktörlerde ise Sosyal Statü boyutunda kadın öğretmen adaylarının erkeklerden daha yüksek bir ortalamaya sahip olduğu görülmüştür. Araştırmada katılımcıların mesleki kaygı puanlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Araştırmada katılımcıların mesleki kaygı puanlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Alt faktörlere bakıldığında ise “Atanma Merkezli Kaygı” boyutunun en yüksek ortalamaya sahip olduğu bulunmuştur. Araştırmaya katılan kadın katılımcıların akademik öz-yeterlik ortalamaları erkek katılımcılara oranla daha yüksek çıkmıştır. DKAB öğretmen adaylarından erkek katılımcıların kadın katılımcılara nazaran mesleki kaygılarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bölüme isteyerek gelen öğretmen adaylarının akademik öz-yeterliklerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan DKAB öğretmen adaylarının hazırlık sınıfına nazaran 4. Sınıfta olanların daha yüksek düzeyde akademik öz-yeterliğe sahip oldukları belirlenmiştir. DKAB Öğretmen adaylarının mesleki kaygılarının akademik öz-yeterliklerini istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yordadığı görülmüştür. Ayrıca katılımcıların mesleki kaygı puanları ile akademik öz-yeterlik puanları arasında yine istatistiksel olarak anlamlı ve düşük düzeyde bir ilişki bulunmaktadır. DKAB öğretmen adaylarının yaşadıkları mesleki kaygıların, onların akademik öz-yeterlik düzeylerini anlamlı bir şekilde etkilediği belirlenmiştir. Araştırmada, bu kaygıların öz-yeterlik üzerinde belirli bir etkisi olduğu ve aralarındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı ancak düşük düzeyde olduğu görülmektedir.
Din Eğitimi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Öz-yeterlik Akademik Öz-yeterlik Mesleki Kaygı.
In this study, the relationship between academic self-efficacy levels and professional anxiety among prospective Religious Culture and Moral Knowledge (RCMK) teachers was examined. Self-efficacy refers to an individual’s belief in their ability to successfully perform a specific task, and it also encompasses one's evaluation of their capability to cope with challenges using their own competencies. This concept holds importance across various fields, including education, where academic self-efficacy is defined as the belief in one’s ability to carry out an academic task at a certain level of proficiency. On the other hand, professional anxiety represents the negative emotions that individuals experience regarding the uncertainties and difficulties they may encounter in their current or future professional lives. This type of anxiety originates from factors such as workload, performance expectations, job insecurity, and career development, and can adversely affect job performance. Excessive workload can hinder the timely and effective completion of tasks, potentially leading to psychological problems that threaten mental health. Therefore, the study focused on examining the relationship between academic self-efficacy and professional anxiety. The research was designed and conducted using a quantitative approach, specifically employing the causal-comparative method among quantitative research designs. The relationships between academic self-efficacy and professional anxiety were analyzed in relation to variables such as gender, voluntary enrollment in the department, and academic year. The data collection tools used in the study were the Academic Self-Efficacy Scale and the Professional Anxiety Scale for Preservice Teachers. The population of the study consisted of theology faculty students across Turkey. The sample was drawn from this population using the simple random sampling method, which is a commonly used technique in scientific research that allows all individuals in the population an equal chance of selection. The Faculty of Theology at Fırat University was chosen as the study site, and an appropriate statistical formula was applied to calculate the sample size. Based on the defined population size and the accepted margin of error, the sample size was calculated, and the number of selected participants was deemed sufficient. The study involved 400 preservice teachers enrolled at Fırat University Faculty of Theology, including 120 male and 280 female students. Data analysis was performed using the SPSS-22 software. Mean total scores of the teacher candidates regarding their academic self-efficacy and professional anxiety were calculated. The data were tested using t-tests, one-way analysis of variance (ANOVA), and simple linear regression analysis. According to the results, RCMK preservice teachers exhibited a moderate level of academic self-efficacy. Among the sub-dimensions, female participants scored higher than males in the Social Status dimension. It was found that the participants had high levels of professional anxiety, with the "Appointment-Oriented Anxiety" sub-dimension showing the highest mean score. Female participants had higher average academic self-efficacy scores than their male counterparts, whereas male participants reported higher levels of professional anxiety than females. It was also determined that those who had voluntarily chosen the department exhibited higher academic self-efficacy. Furthermore, fourth-year students had higher levels of academic self-efficacy compared to preparatory class students. It was found that the professional anxiety levels of RCMK preservice teachers significantly predicted their academic self-efficacy levels. Additionally, a statistically significant but weak correlation was observed between the participants’ professional anxiety scores and their academic self-efficacy scores. The study revealed that the professional anxiety experienced by RCMK preservice teachers significantly affected their academic self-efficacy levels, indicating a statistically significant yet low-level relationship between the two variables.
Religious Education Religious Culture and Moral Knowledge Teaching Self-Efficacy Academic Self-Efficacy Professional Anxiety.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 26, 2025 |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | January 20, 2025 |
Acceptance Date | April 26, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 25 |