Migration has significantly influenced social dynamics throughout human history. People relocate from their birthplaces and places of upbringing for various reasons such as war, famine, environmental challenges, the desire for better housing, natural disasters, access to healthcare, and the pursuit of better career opportunities and professional development. Before leaving their countries, migrants may have experienced traumatic events such as war, violence, torture, or natural disasters. Such traumas can lead to mental health issues like post-traumatic stress disorder (PTSD) in migrants. The feelings of separation from loved ones and familiar surroundings, along with loss, can result in mental health problems like depression and anxiety. Additionally, adapting to a new country, culture, and lifestyle, facing language barriers, and struggling to get accustomed to the norms of a new society can lead to stress and anxiety. The lack of social support networks and social isolation in the host country can further negatively impact mental health. Uncertainties about their legal status, the constant fear of deportation, and exposure to discrimination, prejudice, and stigmatization in the host country can adversely affect mental health and hinder access to mental health services. For these reasons, migrants may experience mental health issues, which emerge as a significant concern that needs to be addressed at both individual and societal levels. This review article evaluates the use of a recovery-oriented approach in social work practices with migrant and refugee women, aiming to enhance their quality of life, increase their control over their lives, and develop coping skills and resilience against the challenging effects of mental health issues on their life experiences.
Göç, insanlık tarihi boyunca toplum dinamiklerini önemli ölçüde etkilemiştir. İnsanlar savaş, kıtlık, çevresel zorluklar, daha iyi konut arzusu, doğal afetler, sağlık hizmetlerine erişim ve daha iyi kariyer fırsatları ve mesleki gelişim arayışı gibi çeşitli nedenlerle doğdukları ve yetiştirildikleri yerlerden başka yerlere taşınmaktadır. Göçmenler, ülkelerinden ayrılmadan önce savaş, şiddet, işkence veya doğal afetler gibi travmatik deneyimler yaşamış olabilmektedir. Bu tür travmalar, göçmenlerde travma sonrası stres bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunlarına yol açabilmektedir. Sevdiklerinden ve tanıdıkları çevreden ayrılma ve kayıp duyguları, depresyon ve anksiyete gibi ruh sağlığı sorunlarına neden olabilmektedir. Aynı zamanda yeni bir ülkeye, kültüre ve yaşam tarzına uyum sağlamak, dil bariyerleri, kültürel farklılıklar ve yeni toplumun normlarına alışmakta zorluk yaşanabilmesi de stres ve kaygıya yol açabilmektedir. Ek olarak göç edilen ülkede sosyal destek ağlarından yoksun olmak ve sosyal izolasyon, ruh sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir. Göçmenlerin yasal statüleri hakkında belirsizlikler, sürekli olarak ülkeden çıkarılma korkusu ve belirsizlik, göç edilen ülkede ayrımcılığa, önyargıya ve stigmatizasyona maruz bırakılmak, ruh sağlığını olumsuz etkileyebilmekte ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi de engelleyebilmektedir. Bu nedenlerden dolayı, göçmenler ruh sağlığı sorunları yaşayabilmekte ve bu sorunlar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ele alınması gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu derleme makalede, insanların yaşam kalitelerini ve yaşamları üzerindeki kontrollerini arttırmak, ruhsal sağlığı sorunlarının yaşam deneyimleri üzerindeki zorlayıcı etkilerine karşı baş etme becerilerini ve dayanıklılıklarını geliştirmek gibi hedefler içeren iyileşme odaklı yaklaşımın göçmen ve sığınmacı kadınlarla sosyal hizmet uygulamalarında kullanımı değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Mayıs 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2025 |
Gönderilme Tarihi | 27 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 1 |
Dergide yayımlanan tüm çalışmalar, kamu ve tüzel kişilerce, gerekli atıflar verilmek koşuluyla kullanıma açık olup dergide yayımlanmış çalışmaların tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.